Sahaya çıkan takımlardan tutun da, teknik adamların yanlışlıklarına kadar sahada her şey vardı, olmayan futboldu... Trabzonspor ve Beşiktaş, bulundukları yeri kanıtlar gibi 90 dakikayı uyutarak geçirdi. Şenol Güneş, son haftaların en başarılı futbolcularından biri olan Celustka'yı (herhalde çok seviyor) yanında oturturken, bir de üstüne üstük, en iyi oyuncusu Volkan'ı oyundan almasına ben hiç bir anlam veremedim. Tayfur Havutçu da Güneş'e nazire yaparcasına, Beşiktaş'ın bütün sezon boyunca istikrar abidesi olan Sivok'u yedek bırakmıştı. Belli ki Sivok, artık Beşiktaş'tan ayrılacağını belirttiği için kenara çekilmişti. Gelelim futbola... Mahalle maçları bile daha zevkli olur. 22 futbolcunun birkaçı hariç, diğerleri sanki zorla sahaya çıkmıştı. Böyle olunca da futbol mumla arandı! Ancak, şans Trabzonspor'a güldü ve maçı kazandı. Atılan golde Zokora'nın nefis pasının yanında, Olcan'ın akıllı davranışı ve Halil'in usta vuruşunun güzellikleri alkışlanacak türdendi. Trabzonspor'da Burak'ın olmayışını, Güneş, Halil ve zaman zaman buraya pozisyon icabı giren Olcan'la kapatmaya çalışırken, Volkan, belki de sezonun en arzulu, istekli oyununu oynadı. Ancak kaçırdığı gol bu güzel oyununa yakışmadı. Beşiktaş'ın yabancıları içler acısı! Quaresma ve Simao, belli ki gitmek istiyor! Hakem Abitoğlu, mükemmel bir maç yönetti. Özellikle avantaj kaidelerini çok iyi uyguladı ve son zamanlarda hakemler üzerine yoğunlaşan baskıları da biraz olsun bu yönetimiyle hafifletmiş oldu. MAÇIN ADAMI RÜŞTÜ Rüştü ilerlemiş yaşına rağmen her zaman takdir ettiğim bir kaleci. Ancak dünkü maçta bazı hareketlerini garipsedim. Rakip futbolcular, ne zaman kaleye şut atsa, Rüştü arkadaşlarına koşarak, bunu protesto etti. Peki Rüştü, sen ne için o kalede bulunuyorsun!