Maraş’taki iki depremin büyüklüğü

Sesli Dinle
A -
A +

6 Şubat’ta iki büyük deprem yaşadık. Karada olanların belki de en büyükleri bu iki depremdi.

 

Bölgeden herkesin dediği şuydu: Birinci deprem büyüktü. İkinci deprem her şeyi yıktı. Ölümlerin çoğu da ikinci depremde oldu. 

 

Peki depremlerin büyüklüğünü nasıl izah edebiliriz? Dün Anadolu Ajansı’nda İslam Doğru’nun “Amerikalı sismologlar Türkiye’deki depremin büyüklüğüne dikkat çekti” başlıklı bir haberi vardı. Haberde Amerikalı sismologlar ve deprem uzmanlarının görüşleri vardı.

 

ABD'nin en tanınmış sismologlarından "Deprem Kadın" lakaplı, Kaliforniya’dan Dr. Lucy Jones ve tektonik hareketler uzmanı Georgia Üniversitesi Skidaway Oşinografi Enstitüsü Direktörü Profesör Clark Alexander’ın ne dediklerine bakalım. 

 

Doğu Anadolu fay hattının, Kaliforniya’daki San Andreas fay hattına çok benzeyen, "doğrultu atımlı" dikey bir fay hattı olduğunu belirten Jones, "Bu da sarsıntının insanlara çok yakın şekilde dünya yüzeyinin yakınına kadar salındığı, yani insanların, diğer birçok deprem türünden çok, sarsıntının kaynağına daha yakın konumlandığı anlamına gelir ve bu nedenle tam fay boyunca, gerçekten çok yüksek seviyelerde sallanma görebilirsiniz" dedi.

 

Türkiye'deki depremin derinliğine ilişkin de Jones, "Yaklaşık 17 kilometre derinlikte başladı ancak yüzeye doğru parçalandı. Yani onun gerçekten 17 kilometrede olduğunu düşünmeyin, orası ile dünya yüzeyi arasındaki alandaydı. Bu sığ bir deprem olarak kabul edilir” dedi.

 

Jones, 7,8 büyüklüğünde depremin tipik olarak dünyada yılda bir iki defa görüldüğünü ancak bunların genellikle derin tabakalarda veya insanları çok etkilemeyen uzak noktalarda meydana geldiğini söyledi.

 

Türkiye'deki depremin şiddetinin fay hattında meydana gelen parçalanmaya bağlı olduğunu vurgulayan Clark Alexander, "Yani bu, fayın türü ve olduğu deprem sistemi için oldukça büyük bir depremdi” ifadesini kullandı.

 

Alexander, bu tür depremlere daha dayanıklı yeni bina standartlarına da dikkat edilmesi gerektiğinin altını çizerek "Gelecekte başka olayların da olacağını biliyoruz ve kendimizi hazırlamalıyız. Bunların ne zaman olacağını tahmin edemeyiz ama bu depremleri yaşanabilir kılmak için ilerleme kaydedebiliriz” dedi.

 

Gerçekten nasıl bir depremle karşı karşıya olduğumuzu daha uzun zaman konuşacağız... 

 

 

 

 

 

Deprem sonrası krediler ve vatandaşlarımızın hakkı

 

 

 

Deprem korkunç bir acı. Evler, iş yerleri yıkıldı. Peki bundan sonra hukuki süreç, deprem sigorta ve kredileri nasıl olacak? Haklar nelerdir? Bu soruları hukukçu dostum Sinan Civriz’e sordum. Aşağıda soru ve cevapları yazıyorum: 

 

1. DASK’ı (deprem sigorta) olanlar paralarını alabilir mi?

 

-DASK, Zorunlu Deprem Sigortası ile depremin ve deprem sonucu meydana gelen yangın, infilak, tsunami ve yer kaymasının doğrudan neden olacağı maddi zararları karşılıyor. Ancak burada önemli olan sigorta poliçesinde belirtilmiş limitlerdir. Ödeme bu limitler dahilinde nakit olarak karşılanır.  

 

DASK, sigorta tazminatını belirlerken binanın arsa değerini dikkate alınmıyor. Ödenecek tazminat, hiçbir zaman poliçede tanımlanmış sigorta bedelinden fazla olmuyor. Konut tamamen yıkılırsa poliçede yazan tazminat tutarının tamamı ödeniyor.

 

Aynı zamanda DASK’ın sigorta tazminatı için belirlediği bir azami tutar da var. Buna göre 25 Kasım 2022 itibarıyla DASK’ın verdiği en yüksek tazminat miktarı 640 bin TL. 

 

Konut tamamen yıkılmamışsa hasar tespiti yapıldıktan sonra ödeme yapılıyor. Bu kapsamda DASK sigortası yaptırmamış olan binlerce konut hiçbir ödeme alamayacağı gibi, günümüz ekonomik şartları ve inşaat maliyetleri kapsamında DASK sigortası yaptırmış olanların da tatminkâr bir tazminat alabilmeleri de çok mümkün görünmemektedir.

 

2. Tapu sahibi öldüyse oğul, kız alır mı? Ya da dayı, amca? Yoksa tapu sahibi öldüyse başkası sigortadan para alabilir mi?

 

-Bir kişi öldükten sonra, tüm mal varlığı değerleri, kişisel hak ve borçları kanunun öngördüğü oranlar kapsamında mirasçılarına geçer.

 

Miras bırakanın vefat tarihi itibarıyla para ile ölçülebilen tüm hak ve borçları, miras bırakanın taşınır ve taşınmaz malları, banka hesapları ve alacakları mirasçılara geçeceği için DASK tazminat alacağı da bu kapsamda mirasçılara geçer. Bu mirasçılar ölen kişinin eşi çocukları, anne babası gibi yasal mirasçılar olabileceği gibi, vasiyetname yolu ile atanan mirasçılar da olabilir.

 

3. Kredi borcu olanlar öldüyse borcu silinir mi?

 

-Kredi borcu olan kişi bu kredi ilişkisi kapsamında bir hayat sigortası yaptırmışsa, ölümden sonra borç sorumlusu sigorta şirketi olur. Aksi takdirde borç varsa mirasçılara geçecek ve yasal oranlarda mirasçılar bu borçtan sorumlu olacaklardır.

 

4. Mesela bir polis Ankara’da kredi çekmiş. Sonra görev yeri değişmiş. Maraş’a gelmiş. Deprem oldu, bu durum mücbir sebep sayılır mı?

 

-Mücbir sebep hâli; kişinin hukuki yükümlülüklerini yerine getirmesine engel olan ağır kaza, ağır hastalık, tutukluluk, deprem, sel gibi olaylara maruz kalmasıdır. Ülkemizde 6 Şubat'ta yüzyılın felaketi yaşandı. Bu nedenle hukuki ilişkilerde özellikle afet bölgesinde bulunan ve bu bölge ile ilgili iş yapan kişilerin hukuki ilişkilerinde mücbir sebep hâlinin en geniş şekilde ele alınması gerekmektedir. Bir kişi bir sözleşmenin akdedildiği tarihte deprem bölgesinde mukim olmasa bile, deprem tarihinde o bölgede mukim olması ya da başkaca bir nedenle orada bulunması mücbir sebep hâline dayanmasına hukuken imkân tanıyacaktır.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.