SADECE BEN VARIM anlayışı doğayı yok eder

A -
A +

EKOLOJİK SORUNLARIN ÇÖZÜMÜNE İLİŞKİN MODERN YAKLAŞIMLAR -1- Sevgili okurlar, günümüzde Doğal Ekosistemlerin yanında yeni bir kavram gündeme gelmiştir. Bu yeni oluşuma "İnsan Ekosistemleri veya Antropojenik Ekosistemler (insan kökenli)" adı verilmektedir. Bu ekosistemlerin çevreleriyle olan ilişkileri; doğal kaynakları işletme, yeni yerleşim alanları kurma, enerji gereksinimini karşılama ve kültürel yapılar meydana getirme gibi etkin karakterlerle biçimlenmektedir. Ancak bu tarz çalışmaların düşündürücü olan tarafı ise, bu ortamların yeryüzüne ait doğal ekosistemlerin bir parçası olduğu ve daha da önemlisi hepsinin kendilerine özgü yasaları bulunduğunun hiç düşünülmediğidir. Düşünen, zaman ve mekanı ele geçiren, geçmişle geleceği birleştiren insanoğlu, özel bir varlık olması sebebiyle dünyanın sadece kendisine ait olduğu yanılgısına düşmüştür. Oysa biz, tekamül etmiş mümtaz birer varlık olarak sadece yeryüzü canlılarının bir bölümünü oluşturuyoruz. "BEYAZ ADAM"A SİTEM Bundan takriben 150 yıl önce ABD'de yaşamış Kızılderili Şefi Seattle'ın şu veciz sözlerini hatırlamakta fayda var sanırım: "Bu dünyanın her parçası benim insanlarım için büyük kıymet ifade eder. Güzel kokulu çiçekler, bizim kız kardeşlerimizdir. Geyik, Bufalo ve büyük Kartal, bunlar da bizim erkek kardeşimizdir. Kayalık tepeler, ıslak çayırlardaki damlalar, atın vücudundan buharlaşan ısı ve insan; hepsi aynı ailedendir. Beyaz adamın kentlerinde sakin yer yoktur. Orada bahar gelince yaprakların açılışını, çiçeklerin tomurcuklanışını veya böceklerin kanat seslerini dinleyecek yer bulunmaz. İnsan eğer bir kuşun yalnız başına ağlayışını veya su birikintisi etrafında tartışan kurbağaların sesini dinleyemezse, yaşamın ne anlamı kalır? İnsanlar, hayvanlar ve bitkiler, hepsi aynı nefesi, aynı havayı paylaşmıyor mu? Çayırlardaki çiçeklerden tat alan rüzgârı koklamasını öğrenmelisiniz. Dünya insanlara ait değil, insan dünyanın bir varlığıdır. Bütün her şey, aileyi bağlayan kan bağı gibi birbirine bağlıdır..." Umarım bu Kızılderili mesajı sizi de benim gibi etkilemiştir. EĞİTİM VE TABİAT AŞKI Değerli okurlar, nüfus artışıyla birlikte hammadde kullanımı, besin tüketimi ve konut ihtiyacı her geçen gün artmaktadır. Buna bağlı olarak da doğal mekanlar daralmakta, katı, sıvı ve gaz halindeki zararlı ve zehirli maddeler gittikçe çoğalmaktadır. Sebebi nereden kaynaklanırsa kaynaklansın, dünya çapında çevre sorunları gerçeğiyle karşı karşıyayız. Kalkınma sürecini başarıyla yürütmekte olan ülkemizde dikkat edilmesi ve itina gösterilmesi gereken en önemli hususlar; Nitelikli Eğitim ve Doğayı Tahrip Etmeyen Kalkınma şeklinde özetlenebilir. 1992'de Brezilya'nın Rio kentindeki Çevre Konferansı bitiminde dünyaya yapılan çağrı şöyledir: "Daha güvenli ve mutlu yarınlara ulaşmanın tek yolu Kalkınma ile Çevre'nin birlikte dengeli olarak yürütülmesinden geçecektir". Her yıl haziran ayının 5'inde Dünya Çevre Günü etkinliklerinin bizde de, diğer ülkelerde olduğu gibi artıyor olması bu gerçeğin bir kanıtıdır. TEKNOLOJİ ÇEVRENİN DÜŞMANI DEĞİLDİR Şu hususu özellikle belirtmek isterim: Ekoloji (Çevre Bilimleri) ve Teknoloji birbirinin asla karşıtı değildir, bunların her ikisi Eko-teknoloji olarak bir bütün oluşturabilir. Bu nedenle zamanımızda ve gelecek yıllarda, çevre problemlerinin çözümünü sağlayacak anahtar deyim, "Eko-Teknoloji"dir. Çeşitli çevre sorunlarıyla bunların etkileri ve çözüm yolları arasında organik bir bağ bulunmaktadır. Bu bağların temelinde ekolojik ilkeler ve teknolojik tedbirler yatmaktadır. Yaşadığımız ortamı kurtarmak için henüz çok geç kalınmamıştır. Ama olaya sadece karşıdan bakıp kritik etmekle zaman kaybetmeyip, çevreyi aktif olarak koruma eylemini gerçekleştirmeliyiz. Haftaya, çevreyi korumak için sizinle "Çözüm Yolları"nı paylaşacağım. "5 Haziran Dünya Çevre Günü"nüzü şimdiden kutlar, bir değil her günün çevre hassasiyetiyle geçmesini temenni ederim, sevgiyle kalın. DÜNYAYI İSTİLA ETTİK "Hızlı nüfus artışı" ve her geçen gün gelişen yeni teknolojilerle, insanoğlu çevreyi yoğun bir biçimde kontrolü altına alıp âdeta kuşatmış bulunmaktadır Hatay Dağ Ceylanı üretim istasyonuyla çoğalacak Dünyada İsrail dışında sadece Hatay'da yaşadığı belirtilen ve "Hatay Dağ Ceylanı (Gazella Gazella)" olarak literatüre geçen tür için üretim istasyonunun kurulması planlanıyor. Hatay Çevre Orman İl Müdürü İbrahim Yüzer, Suriye sınırına yakın Kırıkhan ilçesine bağlı İncirli köyü mevkiinde 3 yıl önce yaşadıkları keşfedilen ceylanların bulunduğu bölgeyi Yaban Hayatı Geliştirme Sahası ilan etmek için çalışma başlattıklarını söyledi. Vatandaşlara yönelik, nesli tehlike altında olan bu sevimli hayvanları koruma konusunda bilinçlendirme çalışmaları gerçekleştirdiklerini anlatan Yüzer, "Ceylanlarımızın bir kısmının askerî bölgede kalan alanda yaşaması bizim için büyük bir avantaj. Koruması kolay oluyor. Türü korumak, sayısını arttırmak için ceylanların yaşadığı alanda 'Ceylan Üretim İstasyonu' kurmayı hedefliyoruz. Üretim istasyonuyla 150 civarında olan ceylanlarımızın sayısını daha çok arttırabiliriz" şeklinde konuştu. DOĞA TURİZMİNE BÜYÜK KATKI Dağ Ceylanını görmek için Türkiye ve dünyanın dört bir yanından doğaseverler Hatay'a akın ediyor. Turistler, insanları gördüklerinde kaçan ceylanları korkutmamak için uzaktan izleyip görüntülüyorlar. Rektörün güneş enerjisiyle çalışan bisiklet heyecanı Kırklareli Üniversitesi Teknik Bilimler Meslek Yüksekokulu'ndan bir grup öğrenci, yenilenebilir enerji kaynaklarına dikkat çekmek amacıyla güneş enerjisiyle çalışan bisiklet tasarladı. Projeyi tasarlayan öğretim görevlisi ve öğrencileri kutlayan Rektör Prof. Dr. Mustafa Aykaç, okul bahçesinde bisikletle gezerek test etti. 3 tekerlekli bisikletin üzerine monte edilen güneş panelleri sayesinde aküsü şarj olan ve saate 10 km hıza sahip bisikletle 50 kilometre yol katedilebiliyor. YEŞİL PLATFORM Yedi Renkli Göle Yedi Renkli Hayat Bazı günlerde değişik renklere büründüğü için 'Yedi renkli göl' olarak da adlandırılan ve Türkiye'nin ikinci büyük tatlı su gölü olan Eğirdir, biyolojik çeşitliliğiyle en önemli sulak alanlarımızın başında geliyor. WWF-Türkiye (Doğal Hayatı Koruma Vakfı) ve Siemens Ev Aletleri'nin 2008'in sonunda Eğirdir Gölü havzasında başlattıkları 'Yedi Renkli Göle Yedi Renkli Hayat' projesi sonuç vermeye başladı. Proje kapsamında, eğitimler, bilgilendirici geziler, turizme yönelik çevre düzenlemeleri, araştırma faaliyetleri gibi birçok çalışma yürütülürken yöre halkı da projeye destek veriyor. Elektronik atıklarınızı bir tıkla geri kazanın > Avcılar Haydar Akın Anadolu Teknik ve Endüstri Meslek Lisesi / İST. Bilişim çağını yaşadığımız günümüzde 7'den 77'ye herkes cep telefonundan MP3'e, laptoptan çamaşır makinesine kadar mutlaka birkaç elekronik alet kullanıyor. Peki bozulunca veya eskiyince ne yapıyor; aynen çöpe... Ancak bu eşyaların, milyarlarca lira harcayarak ve doğamızı tahrip ederek çıkardığımız madenler kadar değerli olduğunu biliyor muydunuz! İşte bundan hareketle yola çıkan Okul Müdürümüz Osman Nuri Süzen'in desteğiyle, Bilişim Teknolojileri Öğretmeni ve Yazılım Mühendisi Nuh Ulu'nun yönetiminde Dilara Kalaner, Erencan Topdemir ve Barış Peker adlı öğrencilerimiz internetten kolayca ulaşabileceğiniz bir Geri Dönüşüm Sistemi geliştirdi. www.elektronikcop.com adlı siteyi tıklayarak adresinizi veriyorsunuz anlaşmalı olduğumuz Exitcom firması kapınıza gelip eşyanızı alıyor. Ayrıca projemiz Ebiko Uluslararası Bilişim Olimpiyatlarında finallere de kaldı. Ağaç budama hastalığı > Ömer Kırcın Sevgili Ediz Hun, bizim insanımızda ve belediyelerimizde çok yanlış bir şekilde güzelim ağaçları kuşa çevirme hastalığı var. Koskoca görkemli ağaçları niye buduyorlar, bundan ne zevk alıyorlar! Benim bildiğim; sadece meyve ağacı budanır, o da daha çok verim alabilmek için. Bu olay biz ağaç dostlarını hasta ediyor. Bu konuya da eğilirseniz çok sevinirim, selamlar...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.