İki ucu kirli değnek... Bir tarafında şampiyonluk yazıyor, öbür tarafında 2. küme... Ligin uç noktalarındaki iki takım Hamlet oyunundaydı dün gece. Olmak ya da olmamak adına sergilenen seyircisiz oyunda gözyaşı, sevinç, kavga, nefret, kin, intikam, her şey vardı. Tabii ki bir de ilk 20 dakikada sahanın her yerinde bir Erciyes vardı, kök söktürdü, kan kusturdu. Araya bir de Cenk'le sıkıştırdığı gol bütün G.Saraylıları bu ılık gece de iliklerine kadar dondurdu. Fakat Erciyes attıktan, Cimbom yedikten sonra roller hemen değişti. G.Saray ikram ettiği golün ardından misafirinin üzerine karabasan gibi çullandı. Kabze vurdu olmadı, Necati vurdu olmadı. Dağdan gelir, taştan gelir, aslan yürekli Cimbom gelir! Ama heyhat gol bir türlü gelmez. Üstüne üstlük gol yerine ikinci kara haber gelir. İliç'e kırmızı kart, Cimbom 10 kişi. Artık bütün ümitler ikinci yarıda ve bu yarıda oyuna giren Ümit'te idi. Gerets uzun zamandır yapmadığını yaptı, Hakan, Necati ve Ümit'i oynattı. Üçü bir aradaydı ama aslında ayrı havadaydı. Takımdaki tek ahengi Okan-Ayhan ikilisi sağlıyordu, bir de genç Ferhat. Ama Gerets, Ayhan ile Ferhat'ı çıkarıp bu ahengi de bozdu. G.Saray tüm hatlarıyla yükleniyor, Erciyes kontra ataklarla ürkütüyordu. Karşılaşmanın bitmesine şu sıralar 8 dakika vardı ama maç üç ihtimalli gibi duruyordu. Seyircisiz olmasına rağmen heyecanlı bir oyundu. Tabiri yerindeyse iki takım kalecilerinin de canı çıkmıştı. Artık kötü son giderek yaklaşıyordu! Kötünün adı G.Saray'dı. Çünkü Cimbom maçı değil, şampiyonluğu kaybetti. Peki bir ihtimal daha var mı? Evet olabilir... Peki ama nasıl? Şöyle ki; G.Saray kalan maçlarını G.Saray gibi değil, Erciyes gibi oynarsa!