TV kanallarındaki tartışma programlarında bir karmaşadır gidiyor, her kafadan bir ses çıkıyor, herkes doğru ya da yanlış, iyi ya da kötü bir şeyler söylüyor ve bunun adı da TV yayıncılığı oluyor?!... Bizlerin öncelikle "Mülâhaza ve münâzara nasıl yapılır?" konusundaki kuralları, tekrar gözden geçirip, bu ilmi -baştan aşağıya- yeniden öğrenmemiz gerekiyor!... TV kanallarındaki açık oturumlardan sürekli takip ediyoruz; tartışma programları, doğru dürüst yönetilemiyor... Katılımcısı, uzmanı ve siyasetçisi ise bir başka havada?!... Maksat, "Laf olsun torba dolsun" ve her kafadan bir ses çıksın! Al sana uzlaşma yerine yozlaşma!... Al sana reyting!... Ya netice?... Netice, Hatice?!... Evet, tartışmasını bilmiyor ve bakın neler yapıyoruz: Her şeyden evvel "Şiir Dili" olan güzelim Türkçemizi, çok kötü kullanıyoruz... Kendimizi geliştirmediğimiz için kelime haznemiz yetersiz ve dolayısıyla kendimizi ifâde edemiyor, üstüne üstlük kavram kargaşasına sebebiyet veriyoruz!... Kavga ediyoruz!!... Sinirliyiz, saygısızız, dikkâtle dinlemiyor ve sık sık söz kesme kabalığında bulunuyoruz... Bize söz verildiğinde duygu ve düşüncelerimizi derli toplu bir biçimde sunacağımıza; sözü gereksiz ifâdeler, tanımlamalar ve tekrarlarla sürekli uzatıyoruz!... Yani, meseleyi aydınlatacağımıza, seyirciye sağlıklı bir bilgi vereceğimize, sürekli "Ahkâm" kesiyoruz ve biz bunu devamlı yapıyoruz!!... Çünkü, bütün bunlara sebebiyet veren bir TV yayıncılık anlayışımız var!... Rant var, reyting kaygısı var, var oğlu var!!... Eh bu durumda ne beklersiniz "Mülâhaza ve Münâzara"dan, sağlıklı iletişimden ve ne beklersiniz "Âdâb-ı muâşeret" kurallarından?!... Anlaşılan, bilim, eğitim, kültür, sanat, âdap ve ahlâka, gereken önemi vermiyoruz!.. O hâlde daha çok çekeceğimiz var?!...