Geçen perşembe gecesi "Ateş Hattı"nı izliyorum... Konu: "Gençler Türkiye'yi tartışıyor!..." Ama maâlesef tartışamıyor!... Çünkü, o stüdyoya davet edilmiş olan gençliğin çoğu, her şeyden önce tartışma âdâbından mahrum!... Biri, diğerinin sözünü, daha tamamlamadan kesiyor... Sonra diğeri, aynı hataya düşüyor... Derken diğerleri de... Türkiye ile ilgili sorunlar, gençlerin duygu ve düşünceleriyle dile getirilecekken; sağlıklı bir biçimde iletişim kurulup, görüş alış verişinde bulunulacakken, program milyonlarca seyircinin gözü önünde bir kargaşaya, bir arenaya dönüşmüş oluyor böylece!... Bir genç, bir fert ya da bir insan, ne kadar bilgi birikimine sahip olursa olsun, hangi fikri savunursa savunsun; konuşma, tartışma ve en önemlisi; birini dinleme nezaketinden mahrumsa, saygı, yerini yozlaşmalara ve çeşitli iletişim kazalarına bırakmış demektir. Hangi görüşte, hangi konumda ve hangi yaşta olursan ol özellikle milyonların önünde saygılı olmak zorundasın!.. Konuşma âdâbına uyamıyorsan sesini, soluğunu kontrol altına alıp, dinlemeyi öğreneceksin!... Bugün, Atatürk'ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı!... O stüdyoya çıkıp da şayet gençliğin ve Türkiye'nin sorunlarını dile getireceksen, bu günün anlam ve önemine uygun hareket ederek TV ekranı aracılığıyla seni takip eden diğer milyonlarca gençliğe örnek olacaksın!... Her ne kadar dolu da olsan sabretmeyi ilke edineceksin!... Ve en önemlisi; uzlaşma, bütünleşme ve birliktelik adına bir katkıda bulunmak istiyorsan "Sana yapılmasını istemediğin bir şeyi, başkalarına da yapmayacaksın!..." Demokrasinin bir başka gereği de saygı, âdap ve disiplin değil de, nedir?!...