Daha önceki yazılarımda TV kanallarının bu gidişle kayda değer yapımlar ekrana getiremeyeceklerini ve nostaljiye; geçmişe özlem duyulan kişilere, sanatçılara ve programlara bir gün değer verebileceklerine, yararlanacaklarına ve geri döneceklerine değinmiştim. Ve de öyle olmaya başladı... Bu alanda bir zamanlar sıkı sıkıya eleştirdiğimiz "Hülya Avşar Show", öncülüğü ele almaya başladı. Çünkü artık her Cumartesi Hülya hanımın programına özellikle 60 ve 70'li yıllara imzasını atmış ve önemli bir kuşağa iz bırakmış sanatçılar davet edilerek, çok daha seviyeli bir biçimde o günler yadedilmiş oluyor... Artık o eski cıvık ve geyik muhabbetleriyle dolu konuşmalar, yerini çok daha seviyeli sohbetlere bırakmaya başladı... Bu yüzden "Hülya Avşar Show"a ve ekibine gösterdikleri duyarlılıktan dolayı teşekkür ediyorum... Aynı gece, Kanal D'de Ajda Pekkan'la Pandazi'nin konseri vardı ekranda. Kim ne derse desin; hoşuna gitsin gitmesin, gene nostalji rüzgarları esti TV ekranında... Böylece eleştiriyi de -bir an için- bir tarafa bırakarak ve seyircilerin içinde bulundukları psikolojik durumu da göz önüne alarak "ehveni şer" olarak kabûl görmemiz gerekiyor bazı yapımları... Ancak "Paparazzi"ler bütün gücü ve hızıyla dedikodularına devam ediyor; bunca ekonomik kriz varken, yüzler bayram sokaklarında dahi gülmezken?!... O halde ülke genelinde "Vur patlasın, çal oynasın"ın bir adı ve ölçüsü konulması gerekmiyor mu bundan böyle?!...