Ruhsuz yayıncılık anlayışı

A -
A +

Özel radyo ve televizyonların olmadığı dönemlerde sadece TRT vardı. Günün hangi vakti olursa olsun, nerede bulunursanız bulunun en azından el radyolarının skalası aracılığıyla frekanslar taranır ve TRT'nin Radyo 1 ile 2, TRT FM ya da tercihe göre Radyo 4 dinlenilirdi. Şarkılar, türküler, oyun havaları, canlı olarak yayınlanan sabah, öğle, akşam ve gece kuşakları; Günün İçinden-Gecenin İçinden gibi programlar (ki bu programları bir zamanlar TRT'de sunan spikerlerden bir tanesi olarak), "Arkası Yarın"lar, Radyo Tiyatrosu", "Bir Roman Bir Hikâye", bestecilerin hayatı, hafta sonları "A stüdyosundan canlı konserler", röportajlar, dînî bilgiler, tarih, edebiyat, kültür-sanat programları ve daha neler neler!... Hele o usta spikerlerin o okşayıcı ve cezbedici sesleri eşliğinde bir başka haz ile dinlenilirdi bu programlar... Peki ne oldu TRT yayınlarına ve birbirinden güzel o yapımlara?!... Aslına bakarsanız hiçbir şey olmadı -nesil farkı ve o zamanki sunucu, spiker ve sanatçılar hariç- aynı kalite ve programlar "teknoloji ve çok seçeneklilik farkıyla" yayınlarına devam ediyor. Değişen faktör ise, özel radyo ve televizyon yayınlarındaki programcılık anlayışının insan ruhuna ne kadar hitap edip edemediğinde yatıyor. İşte acı gerçek maalesef bu!!...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.