Stüdyolar "arena" değildir!!..

A -
A +

İyi bir TV yayıncısı ya da gazetecinin sadece ekonomist, sadece siyaset bilimci, sadece eğitimli ve kültürlü olması yetmiyor!... Herşeyden önce kendini tanıması, haddini bilmesi ve kendiyle barışık olması gerekiyor. Kendini bilen, insan psikolojisini de bilir. İşte o zaman ancak, ekran aracılığıyla toplumun duygu ve düşüncelerine tercüman olunabilir. Hangi tür yapım olursa olsun, seyircinin duygu ve düşüncelerine tercüman olabilmek için de elbette bilgi, birikim, eğitim, kültür ve görgü gerekiyor!... Bir yayıncının ya da bir ekibin inandırıcı olabilmesi, güven sağlayabilmesi, toplumu ekran aracılığıyla sağlıklı bir biçimde aydınlatabilmesi, yönlendirebilmesi ve motive edebilmesi, ancak bu niteliklerle donatılmış olmasına bağlıdır. TV kanallarında şöyle bir gezinti yaptığınızda izlediğiniz yapımların kaçta kaçında yukarıda sıraladığımız özellikleri bulabilirsiniz?!... Hele geçmişte "reyting" uğruna hiçbir masraftan kaçınılmayarak ekrana gelen, gerekli-gereksiz bir sürü yapımların bugünkü akıbetleri belli değil mi?!... Şimdilerde, ne doğru dürüst bir dizi, ne eğlence, ne de yarışma programı var!... Daya arka arkaya cılkı çıkmış filmleri ve sabahlara kadar süren saâtlere kadar; uzat uzatabildiğin kadar o canlı tartışma programlarını!... Gündemle ne kadar alâkalı olmasa da, at ortaya bir konu ve kapıştır arenada gençlerle uzmanları!... Böylece, akşamın ve gecenin ilerleyen saâtlerinde stüdyodaki gergin yüzler ve sinirli sözlerle seyircileri yeni bir güne hazırlayalım öyle mi?!... Hayır beyler öyle değil!.. Yozlaşmadan uzlaşmanın çarelerine bakalım!!...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.