İFLAS...

A -
A +

Eskiden seçim atmosferleri ne güzel olurdu.

Saçma sapan manipülasyonlar yapılmaz...
Siyah-beyaz TRT'deki propaganda konuşmaları heyecanla beklenirdi.
Sloganlar ustaca ve kıvraktı.
Hakaret edilmez, mizah yapılırdı...
Kabul edelim, siyaset daha "Duru" vaziyetteydi.

Ama seçim sonrası asker vesayeti kendini gösterir.
İşin sonunda iktidar ya askere, ya da onların uslu çocuklarına devredilirdi...
Asker batılıydı ne de olsa.
Halkın sapkın (!) eğilimlerine müdahale hakkı vardı.

Şimdi Türkiye halkına düşen siyaseti yeniden durulaştırmak.
Ancak askeri vesayete sonuna kadar karşı çıkmak...
Bunun için yapılacaklar var tabi.

Birincisi...
Siyasi parti liderleri birbirleriyle görüşebilmeli, konuşabilmeli.
Kapılar hep açık olacak, televizyonda beraber tartışma kültürü yerleşecek.
"Onun elini sıkmam", "Hayatta bu konuda görüşmeyi kabul etmem" gibi alaturka laflar edilmeyecek...

İkincisi...
Herkes pragmatik siyasete sırtını dönecek.
Yani...
Liderler sırf partisinin menfaati için siyasi tansiyonu yükseltmemeli.
Miting meydanlarındaki ses tonları düşmeli.
Siz hep bunu verince, insanlar da buna alışmalı...
Oy kaybedeceğiz diye bölünmeye çanak tutulmamalı...

Üçüncüsü...
Bir lider öncü olmalı.
Kucağını herkese açıp ezberleri bozmalı.
Tüm rakiplerine kucak açan kazanacak.
Bundan eminim.

Dört.
Kimsenin para kazanma özgürlüğü elinden alınmasın...
Ama..
 "Mutlaka büyük parasal işlerle uğraşacağım" diyenler siyasete girmesin.

Beş...
Siyasette dini duyguların kullanımı sorgulanmalı.
Özellikle siyasi baskı grupları halka dinini öğretmemeli.
Şimdi halka dinini öğretmeye çalışanlarla,  İslam'da başörtüsü şartı olmadığını öne süren 28 Şubatçıların bir farkı olmadığı anlaşılmalı.
Halka birşeyi anlatırken, "Bu dinde var" "Bu dinde yok" gibi referanslar kullanılmamalı.
Unutmayın ki hiçbir lider, hiçbir cemaat önderi "Kutsal kişilik" değil...

Ve altıncısı.
Komplolara katiyen prim verilmemeli.
Gizli bant kayıtları ellerin tersiyle itilmeli.
Ses kaydını kimse kullanmayınca da...
İşin kaynağında kuruduğu keyifle izlenmeli.

Bunlara ilaveler yapılabilir.
"Siyasetçi nüktedan olmalı, rakip seçmenin evine de gidebilmeli" gibi...

İnanın liderler bıraraya gelseler..
Basit prensipler üzerinde bir anlaşma yapsalar.
Ne komplocu kalır, ne uğursuz.
Paralel devlet kurmaya çalışan varsa da vazgeçer.
Unutmayın.
Müşterisi olmayan dükkan iflas eder.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.