Kedi...

Siyasetin ihtimal hesabı farklıdır.

Olmayacak şey, olur.

Darbelere zemin hazırlayan olayların bir araya gelmesine "Tesadüf" derler siyasette.

Seçim öncesinde, terör ve kasetlerin devreye girmesine de.

İktidar partisine kapatma davası açılması da rastlantı.

Birbiriyle ilgisiz üç soruşturmanın düğmesine aynı gün basılması da.

Türkiye tesadüfleri sever.

Ama tesadüfler bu ülkeyi pek sevmez.

Paralel devletin varlığı tartışılırken.

Bir grup "Yolsuzluk" diyor.

Belki var, belki yok...

Baskın görüntüleri belli medyada...

Tesadüf...

TÜSİAD'ın "Yabancı sermaye" kehaneti tesadüfen...

1980 öncesindeki gazete ilanları da tesadüftü.

1997'deki asker seviciliği de.

Garip rastlantılar...

Türkiye'den para çıkışının zamanlaması tesadüf.

Malum koronun "Faiz" diye bağırması da.

Faiz artınca bayram havası esmesi de.

İstatistik Türkiye'ye hep sürpriz yaptı.

Faizler dibi bulunca, Gezi olayları başladı.

Tesadüfen.

1997'de ekonomi rayına girdiğinde...

Hükümet gericilikle suçlandı.

Olsa olsa tesadüftü...

O hükümet havuz sistemi ile faiz ödemelerini azaltmıştı.

Bazı bankaların devlete kredi vermesi güçleşmiş.

Devreye Fadime Şahin girmiş.

Erbakan tepetakla edilmişti.

Zincirli tesadüf...

17 yıl önce Aczmendilerin Başkent'te peydahlanması böyledir.

Uluslararası medyanın Taksim'e "Gezi" çıkarması yapması da...

Tesadüfler bitmez bu topraklarda

Özal'ın terörü çözmek için gizli gayreti devreye girince.

Tesadüfen ölmesi gibi.

Ecevit'in "Irak" mesajı sonrası hasta olması..

O dönem 73 DSP'linin aniden hidayete ererek istifa etmesi.

Bu topraklarda yaşanan şeylerdir.

Yandan hafifçe gülümsenir.

Geçer gider...

Türkiye siyaseti rastlantılara alışkındır.

Olmayacak şeyler olunca.

Derinlerden bir ses gelir: