"VESAYET DE NE ŞEKERİM?"

A -
A +
Sorsan vesayetin anlamını bile bilmezler.
Ama onunla iş tutarlar.
Devletin bürokrasisi bunlarındır çünkü.
Onlarca yıldır.
İyi yerlerde oturur, iyi mekânlarda gezerler.
Sözlerinin içi boştur.
Birbirlerini pofpoflarlar...

"Ayol bunlar artık ciplere bile biniyorlar"
"Suriyelileri gördün mü hayatım, başımıza bela ettiler"
"Yok arkadaş benim paramla kömür dağıtamazsın"
"Halk akın etti, vatandaş denize giremedi"

Bu lafları bolca dinlersiniz...
Köylünün sütünü içip yumurtasını yerken iyi.
Ama o köylüyü şehirde oy verirken görünce kötü.
Hele kendi mekânlarına gelince.
Hele de onlarla beraber aynı uçağa binince.
Âdeta delirirler.
"Eskiden uçağa binen de belliydi şekerim. Kokuyor artık kokuyor"
Onların lafıdır.
Bunların gelişmişlik anlayışı, iyi şeyleri sadece bir kesimin paylaşmasıdır çünkü.
Solcu görünüp, faşistlik yaparlar.
İçten içe Hitler'i bile takdir ederler.
Dersim'de olanları da bu yüzden savunurlar.

Sorsan devletin parası bunların.
Maaşından kesilen vergi babasının malı çünkü.
Akşama kadar çay kahve içip maaş alırken iyi.
Üstelik...
Yıllarca kendilerinden başkası gelebildi mi o makamlara?
Diplomat da bunlardan çıktı.
Üst düzey memur da.
Bakan da, vekil de.
Ailelerinden Güneydoğu'ya askere giden oldu mu hiç?
Gerçi güzel bir savunma da yaparlar.
Ülkede ayrım olmadığını.
Kürt cumhurbaşkanı çıktığını.
'Çoban Sülü'nün bile en tepeye geldiğini anlatırlar.
Ama bir şeyi unuturlar.
Vesayete biat etmeden başarı şansı var mı?
Yok tabii ki...
Zamanı gelince şapkanı alıp gitmezsen.
Ya da askere direnirsen.
O zaman işin biter.
Başkasına yaşam hakkı tanımazlar.
Yıllarca inancı, giyimi, dili farklı olanlara hep burun kıvırdılar.
Mezhep ayrımını da bunlar yaptı.
Dil ayrımını da.
Kamusal alan diye bir şey uydurup...
Ona âdeta taptılar!
Sıkışınca Anayasa Mahkemesi'nin darbe dönemi kararlarını gösterdiler.
Çankaya ve Başbakanlık makamlarını kutsayıp.
Halkı küçümsediler.

Seçimler öncesi risk görünce.
Medyalarını devreye sokup askere muhtıra yazdırdılar.
Bazen din âlimi olup fetva verdiler!
Yerine göre diplomat oldular.
Bazen modacı.
Bazen de demokrat...
Onlara göre demokrasi supapları olan bir motordur...
Halk birilerini seçer ama...
Yanlış yaparsa.
Asker ve yargı kulak çeker.
Bazen parti kapatılır.
Bazen parti böldürülür.
Ama iktidar davulcu ve zurnacıya gitmez.
Tunuslu Burgiba ilericidir.
İranlı Şah da.
Esad ailesi hoştur.
Mübarek, ismi gibidir.
Saddam'a da yazık olmuştur...
Varsın yüz binlerce kişiyi öldürmüş olsun.
Bize ne?
Diktatörler aslında gizli demokrattır.
Eşleri çağdaş giyinir zira.
Sandık olmuş olmamış ya da yüzde 95 çakma oy alınmış.
Bunlar ayrıntıdır.
Sonra da vesayet deyince.
Kızarlar.
Karşılarındakiler alçak gönüllü olunca.
Cahil cesareti ile daha da saldırganlaşırlar.
Ama güneş balçıkla sıvanmaz.
Artık halkın gördüğünü.
Dünya da gördü.
Demokrasinin böyle bir şey olduğunu.
Kendileri anlamazsa.
Birileri onlara anlatacak.
Belki de çocukları.
Kim bilir...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.