En büyük problem; özgüven!

A -
A +

Maalesef büyük bir turnuvaya daha veda ettik.
Hollanda karşısında aslında oyuna her alanda baskı ile başlayan millilerimiz, isteği ve coşkusuyla güven vermişti. Fakat ortada pozisyon yokken, savunma ve kaleci Volkan'ın basit hatası, geceyi adeta kâbusa çevirdi. Fatih Hoca'nın kafasındaki oyun kurgusu, baskıdan kazanılacak toplarla yapılacak hızlı hücumdu. Ve bana göre bunu ilk yarı boyunca iyi yaptık. Pozisyonlar da yakaladık. Özellikle Burak ve Arda'nın aceleci ve özgüvenden yoksun tercihleri, millilerimizin soyunma odasına 1-0 geride girmesine sebep oldu. İkinci yarı da kısaca özetlemek gerekirse, futbol oynamaya çalışan ama ikinci golden sonra konsantresini kaybeden Hollanda ile, 11 telaşlı ve dağınık oyuncularımızın tribünden gelen sesleri dinlemesiyle geçti.

Hollanda Milli Takımı'nın, millilerimize oranla çok daha kaliteli olduğu kesin. Fakat, özellikle bir konuya vurgu yapmak istiyorum. Türkiye'de yetişmiş oyuncularımız ciddi şekilde özgüven sorunu yaşıyor. Bu benim oynadığım dönemde de vardı, şimdi de var.  Ve tabii bizim Robben, Lens, Sneijder gibi oyuna her an ağırlığını koyacak isimlerimiz yok.
Biraz özgüven sorunumuzun üzerinde durmak istiyorum. Bu konuyu tam anlamak için ikinci milli maçına çıkan Hollandalı genç file bekçisi Cillessen'in 90 dakika boyunca yaptıklarıyla, Türkiye'nin şu an en önemli golcüsü, "Gol Kralı" Burak Yılmaz'ın ve hatta diğer oyuncularımızın yaptıklarını karşılaştırabiliriz. Ben bu özgüven sorununu futbolumuzun saha içindeki en büyük problemi olarak görenlerdenim.
Bunun sebeplerini de şöyle sıralayabiliriz.
1- Türk futbolundaki 
adaletsizlik.
2- Medyada futbolla ilgilenen hemen hemen herkesin futbolu çok iyi bildiğini sanması.
3- Futbolcuların kendini yeterli görmesi ve oyununu geliştirmek için çaba göstermemesi.
4- Türkiye'de stadyumların destek ve eğlence yeri olması gerekirken, deşarj olma, siyaset yapma yeri olarak görülmesi.
5- Futbolun içindeki kompleksli insan sayısının çok fazla oluşu.
6- Milli Takım'da kulüp takımlarındaki sinerjinin olmayışı.
Bu maddelerden en az 50 tane daha sıralayabiliriz ama şimdilik bu kadar yeter.
Estonya karşılaşması sonrası yazımı, "Hollanda karşısında en büyük dezavantajımız, maçın evimizde oynanacak olması. Umarım yanılırım" şeklinde bitirmiştim. Daha maçın ilk yarısında kendi oyuncusunu protesto eden tribünlerin beni yanıltmasını çok isterdim.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.