Demokrasi kazandı.. Yarım asrı aşkın demokrasi tecrübemizle, dost ve düşmanların önünde güzel bir sınav verdik ve kimsenin burnu kanamadan, vakar içinde bir seçim yaşadık. Sonuçları itibariyle, beklenen şekliyle sürpriz olmadı ancak; yaşattığı deprem itibariyle elbette büyük sürpriz oldu! Çünkü, böylesi bir durum; demokrasi tarihimize girişte (1950), Özal dönemi başlangıcında ve üçüncü olarak da 3 Kasım 2002 seçimlerinde yaşanıyor! Hele son 15 senedir; 1987 seçimlerinden sonra ilk defa bir siyasi parti yüzde 30'un üzerinde oy alıyor! Türkiye'miz bulunduğu coğrafya itibariyle içeride ve dışarıda çok önemli sorunlarla karşı karşıya. Öyle ki, bu çetin sorunları koalisyon hükümetleri ile çözebilmek o kadar kolay değil. Nitekim, 1991 senesinden beri ülkemiz koalisyonlarla idare ediliyor ve ülke sorunları kartopu misali yuvarlana yuvarlana bu günkü devasa boyutlara ulaştı! Herkes, dört gözle tek parti iktidarını gözler oldu! Seçimlere 18 siyasi parti katıldı ve bunlardan yalnız bir tanesinin Başbakan adayı belli değildi! Millet, bu bir tanesini yani Başbakan adayı belli olmayan partiye oy vererek onu tek başına iktidar yaptı! Burada, milletin toplum mühendislerine verdiği çok önemli bir ders var! AK PARTİ 15 aylık genç bir siyasi partimiz ancak; bununla birlikte tarihi konuma haiz siyasi partileri ezdi geçti. 3 Kasım 2002 seçim sonuçları üniversitelerimizde ders olarak okutulacak mahiyettedir. Milletin ne denli bir patlama noktasında olduğunu göstermesi bakımından çok önemlidir! Millet adeta sandıkta patlamıştır! Zaten milletin içine itildiği perişan halini görmemek için, ancak Türkiye iktidarında bulunan koalisyon hükümetinin partilerinden birisi olmak gerekirdi! Onların dışındaki herkes bu trajik durumu görüyor; avazı çıktığı kadar seslendiriyor ancak; koltuklarına Japon yapıştırıcı ile oturmakta olan iktidar ortaklarına duyuramıyordu! Şimdi onlar da duydu; zira onların duyması için böylesi bir deprem gerekiyordu! İşe bakın ki, Türkiye'mizin Başbakanlık koltuğunda oturan sayın Bülent Ecevit'in partisi DSP'nin aldığı oy oranı yüzde 1'ler civarında! Türkiye'mizin son 20 senesinde imzası olan ve arkasında Özal gibi parıltılı bir ismi taşıyan ANAP, Mesut Yılmaz'ın liderliğinde yüzde 5'lere düşerek silinip gitti! Oysa; hem Ecevit'in DSP'si ve hem de Mesut Yılmaz'ın ANAP'ı, yanlarına MHP'yi de alarak ülkenin yönetiminde bulunuyorlardı. İkisinin son beş senedir, üçünün son 3.5 senedir yönetimlerinin kötülüğüne bakın ki, millet topunu birden sandığa gömdü! Bu arada AK PARTİ'den önce milleti tebrik etmek gerekir! Futbol takımı tutar gibi siyasi parti tutmadı! Akl-ı selimi ile, 18 parti arasından, bölük pörçük olmuş bir siyasi tabloyu birleştirdi ve tek başına bir partiyi iktidara taşıdı! Tekrar hayırlı olsun! Not: Bu yazı, dün akşam saat 21.00 itibariyle; resmi olmayan seçim sonuçlarına göre sandıkların yüzde 40'ı açılmış iken kaleme alındı. F.B.