Çeşitli vesilelerle ülkemize gelen ve; 'sömürge valisi' edasıyla konuşan insanlara kızıyoruz! Onları art niyetli olarak nitelendiriyoruz! Onların, bu beyan, tutum ve davranışlarının arkasında, ülkemizi bölme düşüncesinin yattığına inanıyoruz! Belli ki korkularımız var. Halbuki, adamların söyledikleri, yalnızca bir durum tespitinden ibarettir. Oysa; bu tespitin daniskasını, her gün içeride, onlarca kez, biz kendimiz yapıyoruz! Sen, hür iradenle bir şeyi talep etmiş ve o yola girmişsin. Avrupa'nın kriterlerini bilerek ve bunların her birisini taahhüt edip altlarına imza koyarak, irade beyanında bulunmuşuz. Ev ödevimizi yapmadan, (hesapta şark kurnazıyız ya!) kapılarını çalıyoruz; onlar da, 'ödevlerinizi bitirip öyle gelin' diyorlar! Bunda kızacak ne var? Mutlaka kızacaksak, kendimize kızmalıyız; verdiğimiz sözleri, zamanında niye yerine getirmedik diye! Yoksa; demokratikleşmeden mi Avrupa Birliği'ne girmeyi düşlüyoruz? Bu havayı; 'ben yaptım oldu!' mantığıyla (!) içeride vurursunuz ama, dışarıda kazın ayağının öyle olmadığını pekala siz de biliyorsunuz. O halde, kendini sömürge derekesine indirmenin manası var mı?! Adam gibi otur, demokratikleşmeni yap; verdiğin sözleri, kendi içinde, kendi kendine ve dışarıdan hiçbir müdahale olmaksızın yerine getir! Adam ol, adam gibi muamele gör! Verdiğin sözleri yerine getirdikten sonra; şayet, taahhütte bulunmadığın bir husus senden istenir ve dayatılırsa, o vakit hesap sor; ne oluyor de ve kötü niyet ara! Şimdilik bunların hiç birisini söylemeye ve ileri sürmeye hakkın yok! Ülkemize gelen bir sürü insanın boşboğazlık yapıp, ileri geri konuşmasına da, bizim bu tavrımız sebep olmakta! Sen, kapıyı ardına kadar açık bırakmışsın; içeri girenden rahatsızım diyorsun! Evvela; sen o kapıyı bir kapa! Kimse içeriye giremesin. Yani, şahsiyetini müdrik ol; sistemini, sözünü verdiğin 'Kriterler'e uydur! Bunları yap ki, muhatap olabil! Muhatap olabildikten sonra; elbette senin de söyleyeceğin şeyler vardır ve ancak o zaman kendini dinletebilirsin! Aksi halde, onların bu 'sömürge valisi' tavırlı halleri devam eder! Daha ne zamana kadar, onlar söyleyip biz dinleyeceğiz? Onların bu tavırları, bizi utandırıyor ve canımızı sıkıyorsa elimizi çabuk tutalım! Vakit geldi zira! Bir çeyrek asır sonra, istasyona gelen bu tren de kaçırılırsa, Avrupa hayallerimiz bütünüyle suya düştü demektir! Beklemek için, başka bahar da yok; çünkü, başka Avrupa yok!