Ülke olarak çok önemli bir süreçten geçiyoruz. Başbakan Sayın Tayyip Erdoğan''ın ifade ettiği gibi; bu, bir istiklal savaşı! Zira, küresel ölçekte bir operasyonla karşı karşıyayız.
Üstünü kalın çizgilerle çizerek belirtelim ki; Türkiye''nin yeniden devlet oluşuna Lozan''da belirli şartlar çerçevesinde müsaade edildi! Bu şartların başında, komşu ülkeler başta olmak üzere; İslam ülkeleri ile ilişkilerini kesmek geliyordu.
Türkiye, bu şartın gereklerini seneler senesi sürdürdü ve tabir caizse; hem maddede ve hem de manana kendisini ''öz'' dünyasından ayırdı. Bu ise, ilmin gerek ve gerçeklerine ve tarihin akışına tersti.
Devletimizi kuran Batılı dostlarımız(!) bununla da yetinmediler. Kendi kendimizle; tarihimizle ve mukaddesatımızla da bağlarımızı koparmamızı istediler! Zira, onlara göre; Müslümanlık, her kötülüğün başı idi! Müslümanlar insan sayılmazdı. Türklere, Müslüman oldukları için ''barbar'' diyorlardı. Müslümanlıkla ilericilik olmaz ve muasır medeniyete ulaşılamazdı.
İpin ucu, şer güçlerin ellerindeydi; istedikleri gibi horlayıp aşağıladılar ve sömürdüler. Böylece, asırların intikamını aldılar! Zira, asırlar boyu; Türk''ün atının üzengisini öperek şerefyâb olmuşlardı!
Zaman değişmiş, güneş, kapkara bulutların arasından bir türlü sıyrılamamakta ve zifiri karanlık sürmekte; saatin çarkları tersine işlemekteydi!
Tarih ve coğrafya öyle demedi; üzeri kalın şallarla örtülü gerçeği su yüzüne çıkardı: Dünya, enerjiye muhtaçtı ve enerji yolları Türkiye üzerinden geçmekteydi. Sun''i olarak ektikleri Türk-Kürt düşmanlığı tohumu çatladı ve aslına, yani dostluğa döndü. Dönmek zorundaydı, çünkü; Erbil''de, Kerkük''te incitilen gövdenin başı, Diyarbakır''da, Şanlıurfa''da, Gaziantep''te ağrımaktaydı!
Firavunların arzuları istikametinde, yüzyıl boyunca Nil ve Nil''in tüm kardeşleri (Sakarya, Dicle, Fırat, Tuna vb.) tersine ve kan akıtıldı! Görünen o ki, cetvelle meydana getirilen bu ülkelerin başlarında Saddam''lar, Esed''ler olduğu müddetçe; Müslüman kanı daha çok akacak!
Ve; buzulda sıkışan iki balina için ayağa kalkan medeni (!) dünya; oluk oluk akan Müslüman kanı karşısında, ellerini ovuşturup zevkle seyredecek!
Cihan Devleti''mizin yıkılışının üzerinden tam bir asır geçmişti; bu süre zarfında köprülerin altından çok sular aktı. Zulüm ayyuka çıktı; mazlumun ciğeri dağlandı, oluşan ahlar Arş''ı titretti ve; çeliğe su yürüdü; kora ve nar-ı beyzaya dönüştü!
Had bildirilen Türkiye, had bildirmeye; çerçevesi belirlenen Türkiye, çerçeve belirlemeye; nizamı çizilen Türkiye, nizam çizmeye başlamış; bunca haksızlık karşısında hakkı tutup kaldırmaya ve haksızların yüzüne hakkı haykırmaya başlamıştı!
Ki; şer ittifakı el ele vererek ve içeridekileri de yanlarına alarak, Türkiye''ye ve topyekûn Türk milletine karşı operasyon başlattılar!

