Her şeyin başı güven

A -
A +

TESEV'in yaptığı araştırma sonuçlarına göre, Türk insanının en az güvendiği kesim, parti farkı gözetmeksizin siyaset kurumu ve siyasi kadrolardır. Siyaset kurumuna, zaman zaman yapılan dış müdahaleleri de hesaba katarak belirtmeliyiz ki, işin esas amili ve müsebbibi bizzat siyasetçidir. Bu inanılmaz tabloda siyasetçi, suçu başkalarına atarak, çeşitli mazeretler ileri sürerek bu vebalden kurtulamaz. Anayasa'dan ve kanunlardan başlamak üzere, bizde siyasetin, siyaset kurumunun oluş şekilleri bütünüyle antidemokratiktir. Siyasetçi, bu çarpıklığa bile bile göz yummaktadır. Hasbelkader, kendileri bir şekilde olsun, seçildiler ya; kendilerinden sonrası tufan! 4 sene, 5 sene yan gelip yatarak akıllarına getirmedikleri Siyasi Partiler Kanunu ile Seçim Kanununu, yumurta kapıya dayanınca hatırlar gibi olurlar; o kısa süre içinde de anlaşma mümkün olamaz ve eski, antidemokratik şekille yola devam edilir. Bizde, siyasetçinin ve kurumlaşan siyasi partilerin millete değer vermediği, millet için yapacakları konusunda ellerinde, günümüz insanının ihtiyaçlarına cevap verici bir programları olmayışından bellidir. Daha devleti tanıyamayan siyasi teşekküllerimiz mevcut. İktidara geldiklerinde; demek devlet buymuş diyorlar! Bu tanıma, çoğu kez de kafalarını devlete çarpmak suretinde tecelli ediyor! Bu şekilde de ya, partileri kapatılıyor, ya da siyasetten uzaklaştırılıyorlar. Bu siyasi kadrolara güvenip de oy veren milyonların beklentileri, demokratik hak ve hukukları da ayaklar altına alınmış oluyor. Kimin tarafından? Bizzat oy verilen siyasi parti kadroları tarafından!. Siyasete duyulan bu güvensizlik, özellikle iktidarların elini kolunu bağlıyor. Radikal kararlar alamıyorlar; alsalar bile; bunları gerektiği şekilde uygulayamıyorlar. Başta kendileri sulandırıyor; ellerindeki devlet imkanlarını yandaşlarına peşkeş çekiyorlar. Bilerek veya bilmeyerek, siyasetçi çok büyük bir kötülüğe ön ayak oluyor; devletle milletin arasını açıyor! Devletle milletin kaynaşamamasının en büyük amillerinden birisi budur. Bunların yüzünden millet, benim ne güzel devletim var diyemiyor. Bu tür siyasetçi eliyle devlet, millete karşı dayatmacı bir hale bürünüyor. Bu hal ise, bürokrasinin canına minnettir. Ezdikçe eziyor ve olan tabiatıyla millete oluyor! En son yaşanılan koalisyon hükümeti döneminde de aynı şeyler oldu. Millete; pahalılığı düşüreceğiz vaadiyle kemer sıktırıldı. Millet bunların yüzünden hayatının en sıkıntılı dönemini yaşadı ve el-an yaşamağa devam ediyor. Bugüne geldik; bizzat kendilerinin sebep oldukları krizle; 'sil baştan!' dediler! Yani; onca çekilen sıkıntılar boşa gitti. Sorarım size sevgili okuyucularım; millet bunlara, daha nasıl güvensin?

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.