Mazlum Türkler...

A -
A +

Geçen hafta sonu, Başbakan Tayyip Erdoğan'la birlikte Ukrayna'daydık. Başbakan'ın beraberinde yine yüze yakın iş adamı bulunuyordu. Bunlardan bir çoğunun Ukrayna'da iş bağlantıları vardı. Gaye; mevcut iş alanlarını daha da geliştirmek ve yeni iş imkânları elde etmek; iki ülke arasındaki ticareti arzu edilen seviyelere çıkarmaktı. En riskli iki ülkeden biri... Komünizmden çıkan hemen her ülke gibi Ukrayna da, alt yapısını mükemmel şekilde tamamlamış, her türlü yeniliğe ve hamleye açık bir Karadeniz ülkesidir. Maalesef; komünizmden çıkışın şaşkınlığını hâlâ üzerlerinden atabilmiş değiller. Bundan dolayı da dış desteğe son derece muhtaçlar. 450 milyon dolarlık GSM ihalesini Çukurova Grubu (M. Emin Karamehmet) aldı. Ukrayna uluslararası finans çevrelerince dünyanın en riskli iki ülkesinden birisi olarak gösteriliyor. Bu durumu kendileriyle görüştüğümüz Türk iş adamları; "... risksiz yerlerde bize ekmek zor! Bizim esas para kazanabileceğimiz yerler böylesine riskli ülkeler!.. Gözlerimizi karartıp ihalelere giriyor, bu şartlar altında iş yapıyoruz" diyorlar. Ukrayna Sanayi ve Ticaret Odasının düzenlediği Türk-Ukrayna İş Konseyi Toplantısında tüm bu şikayet ve talepler dile getirildi. Her iki ülkenin başbakanı; aksaklıkları gidereceklerine ve ortak ticarete yeni ivmeler kazandıracaklarına dair irade beyanında bulundu. Gazeteci arkadaşlarla birlikte yaptığımız, birkaç saatlik şehir turunda (Kiev), mağazaların Türk ürünleriyle dolu olduğunu gördük. *** Kiev'den, ülkenin güney sahiline Kırım'a geldik. Bu eski Türk yurdunda havanın eksi on derece olmasına karşın, özlemle çok sıcak karşılandık. Kırım Türklerinin efsanevî lideri Mustafa Cemil-oğlu, kanama geçirmiş haliyle yatağından kalkarak gelip; Başbakan Tayyip Erdoğan'ı ve Türk heyetini istikbal etti. İki lider, iştiyakla kucaklaşıp hasret giderdi. Bahçesaray'ın her yanı ve bütün evler Türk bayraklarıyla süslüydü! Dünyanın hemen her yerinde olduğu gibi Kırım'da da Türkler dertliydi. Hem de ne dert!.. "Hasret nesilleri"nin hayâli!.. 1945'te ana yurtlarından sökülüp alınarak, Sibirya'ya sürülen binlerce Kırım Türkü'nün çilesi belli ki hâlâ bitmemiş. Altmış sene sonra, daha yeni yeni ülkelerine dönmelerine müsaade edildi. Altmış sene... Yeni doğanlar için tam bir ömür... Yetmişlik, seksenlik çınarlar, çocuk gözleriyle sürgün edildikleri topraklara dönüyor! Binlercesi ise, gurbet elde doğanlar... Ana-baba ocağını hiç görmemiş; ama, o yerlerin, hayaliyle büyümüş "hasret nesilleri!... Sürgündeki Kırım Türkleri, ana yurtlarına dönmenin telaş ve heyecanında! Elbette zorlukları var. Her şeyden önce başlarını sokabilecekleri evleri yok! Bunun için Türkiye Başbakanı'ndan yardım istiyorlar... Türk öğrenciler dertli!.. Kırım Türkleri ile sohbet ediyoruz... Moskova'dan gelen ve terör estiren "dazlaklar"dan şikayet ediyorlar! Gruplar halinde sokaklarda dolaşıp, karşılaştıkları insanlara; "selamün aleyküm" diyorlar. "Aleyküm selam" diye cevap verenlerin Türk olduğunu anlayıp üzerlerine saldırıyorlar!.. Üniversitenin kapısında, Başbakan Tayyip Erdoğan'ı, ellerinde "Hoş geldiniz" pankartlarıyla karşılayan Türkiyeli öğrencileri görüp hallerini soruyoruz. Onlar da YÖK'ten dertli. Çeşitli fakültelerde okuyan Türk öğrencilerin diplomaları önceden Türkiye'de geçerli iken, YÖK, her nedense "denkliği" rafa kaldırarak, bu gençlerin hayallerini yıktı. Netice itibariyle Başbakan Tayyip Erdoğan, Kiev dönüşü, kucağında yığınla dert ve sorunla Ankara'ya indi...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.