Seçimden kaçılır mı?

A -
A +

Demokrasilerde seçim, milletten güç almak güven tazelemek ve yenilenmek manalarına gelir. Diğer bir deyişle seçimler, demokrasinin süpap ayarlarıdır. Seçilmişlik olgusunun olmazsa olmaz aracıdır. Demokrasilerde buhranlar seçimle aşılır. Bizim demokrasimiz, kendimize özgü olduğundan; 10 yılda bir yapılan askeri müdahalelerle ve en son olarak da, 28 Şubat 1997'e 'post modern' bir darbe ile işi rayına oturttuğumuzu zannettik! Böyle yapmakla ne demokrasimizi geliştirebildik ve ne de içine düştüğümüz buhranı yenebildik. Sadece o günü kurtarmakla yetindik ama; böyle yapmakla geleceğimizi yitirdiğimizin farkına varmadık. En kaba haliyle, Türkiye'deki seçmen profili; yüzde 70 sağ ve yüzde 30 sol şeklindedir. Yüzde 70'lik sağ oylar, 70'li yıllara kadar sessiz yığınlar halinde idi. 1950 senesinden sonra devamlı iktidar olmasına rağmen, bir türlü muktedir olamamış; özellikle bürokraside 'katı, devletçi sol' bir zihniyetin güdümünde kalmıştır. Merhum Özal, sağdaki ve soldaki meşhur '4 eğilimi' tek çatı altında toplamış ve gerçekte; sağın ve solun yalnızca kelimelerden ibaret olan suni oyunlarına son vermişti. Zaman, Özal'ı haklı çıkardı. Özal'dan önce bu toplum, sağcı ve solcu kamplara ayrılmış, sokakta birbirlerini boğazlıyorlardı! Birinin diğerinin varlığına tahammülü yoktu! Özal sonrası dönemde, yani bugün gelinen nokta itibariyle; sağ ve sol birbirine girmiş; birbirlerinin söylemleriyle siyaset yapar olmuşlardır. Kendisini sol olarak tanımlayan Bülent Ecevit, MHP ile birlikte hükümet etmekte ve perişan ettiği ekonomiyi kurtarsın diye; ekonominin direksiyonunu liberal bir şahsiyete, Kemal Derviş'e ve onun liberal uygulamalarına pekala emanet edebilmektedir. 28 Mayıs itibariyle 3 yılını doldurmakta olan mevcut koalisyon hükümeti, sağı, solu ve merkezi bünyesinde barındırmasına rağmen; milletin problemlerine yeni problemler eklemekten ve topyekun bir milleti yoksulluk sınırının altına itmekten öte bir icraat yapamamıştır. Hal böyle iken, yani buhrana ittiği milleti, içine düştüğü handikaptan kurtaracak seçimden kaçıyor! Dikkat edin; koalisyon parti üyelerinin seçimden ödleri patlıyor! Lafına bile tahammülleri yok! Şimdi, sorarım size; milletin hükümete karşı yitirdiği bu 'güven' yeniden nasıl temin edilecektir? Bunun seçimden başka çaresi var mıdır? Korkunun da ecele bir faydası olmayacağına göre, bu kaçışı anlamanın imkan ve ihtimali yoktur! Hem nereye, ne zamana kadar kaçabileceklerini sanıyorlar ki; er-geç bu sandık milletin önüne konacak ve herkes; iktidarıyla, muhalefeti ile boylarının ölçüsünü alacaklardır!

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.