İşgal ettiğimiz netameli coğrafya ve tevarüs ettiğimiz tarihî misyonumuz, dost düşman herkesi yakından ilgilendirmektedir. Dolayısıyla herkesin gözü üzerimizdedir. Sadece gözleri mi; maalesef bunlardan çoğunluğunun elleri de içimizi karıştırmaktadır. Dün olduğu gibi, bugün de bunların niyetleri bellidir. Dost ve düşmanlarımızın bize biçtikleri rol; ne oldurmak ve ne de öldürmektir! Her an, bizi "meşguliyetle tedavi"ye tabi tutacakları dosyaları hazırdır. Terör, bunların en belalı olanıdır. Ve, yine maalesef terör belası bile bize reva görülmüştür. Daha düne kadar Avrupalı dostlarımız, PKK'yı terörist örgüt olarak tanımak bir yana, bu örgüte her türlü desteği vermekten kaçınmıyorlardı. ABD'deki 11 Eylül terörist eyleminden sonra, başta Avrupa olmak üzere dünya devletleri biraz olsun akıllarını başlarına toplar gibi oldular ancak; söz konusu Türkiye olunca; bizimle ortaklaşa mücadeleyi bırakıp ayak sürümeye başladılar. Neden sonra, biraz da ABD'nin zorlamasıyla PKK'yı terörist örgüt saydılar! Bununla birlikte; PKK'yı devamlı olarak terörist listesinin başına koyan ABD ve kerhen de olsa terörist ilan eden Avrupa ülkeleri, bu kanlı örgüte karşı en ufak bir eylem geliştirmemektedirler. Kuzey Irak'taki Kandil Dağı'nda beş bin dolayında örgüt mensubu silahlı terörist var. Bunlardan bir kısmı Türkiye'mize sızmış olup, eylem üzerine eylem düzenlemekteler. Bölge ülkeleri de zarar görür Seçimle iş başına gelen Irak Başbakanı Caferi, ilk yurt dışı seyahatini ülkemize yapıyor. Bugün Ankara'ya gelecek olan Caferi ile Irak konusu ve tabii bu arada Türkiye'mizi tehdit eden Irak menşeli terör meselesi, bütün yönleriyle masaya yatırılıp değerlendirilecektir. Irak'ın, Suriye'nin işlediği hataya düşmemesini umuyoruz! ABD ve koalisyon güçleri er ya da geç Irak'ı terk edecek ve bizler iki komşu ülke olarak burada kalacağız. Oluk oluk insan kanının akmakta olduğu Irak'taki yetkililer de terör belasının ne mene şey olduğunu görmez ve buna karşı gerekli tedbirleri almak için Türkiye'nin uzattığı eli samimiyetle sıkıp, birlikte PKK'nın üzerine gidilmezse bundan doğacak zararı yalnız Türkiye çekmez, başta Irak olmak üzere bütün bölge ülkeleri çeker. Önceki gün Polonya'nın başkenti Varşova'da yapılan Avrupa Konseyi Zirvesinde de terör konusu ağırlıklı olarak yer aldı. Ortak mücadele şart Başbakan Tayyip Erdoğan'ın yerinde müdahale ve girişimi ile, sonuç bildirgesine; dini ayrımcılık hoşgörüsüzlük için Yahudi düşmanlığı (antisemitizm) vurgulanırken, maddeye ilk defa İslam karşıtlığı da (İslamofobi) eklendi. Böylece AB, bütün dünyada İslam düşmanlığına karşı mücadele kararı almış oldu. Terörle mücadele, hele; globalleşip bütün dünyayı tehdit etmekte olan terörle mücadele tek başına devletlerin altından kalkabileceği bir konu değildir. Bütün devletlerin duyarlı olup, iş birliği yapmaları ve ortak mücadele sergilemeleri şarttır. Aksi halde, bugün bizim başımıza gelenlerin yarın onların da başlarına geleceği muhakkaktır.