Mübarek Olsun

Seyahatin en anlamlısının, en verimlisinin en geniş ufuklusunun yaşandığı bir dönemi geride bıraktık. Sonsuz fırsatlar kulvarında, namütenahi ikramların arasından ne kadarına ulaşabildik, ne kadarından nasiplendik bilemiyoruz. Başbakan Erdoğan bayram mesajını 'müjde' niteliğindeki vaatlerle doldurdu iki gün önce; "Zorluklar, güçlükler, engeller bir bir aşılıyor. Türkiye, muazzam toplumsal dokusuyla, muhteşem değerleri ve birikimiyle, dünyanın en güçlü, en saygın ülkelerinden biri olma yolunda kararlı adımlarla yürüyor" dedi. Bizim insanımız işaret edilen bu mertebenin yabancısı değil. Bu samimi mesajları iyi değerlendirmek lazım. Olayı 'şahıs' bazında ele almayıp milletçe neleri yapmamız gerektiğinin dersini iyi çalışmalı, münferiden sorumlusu olduğumuz 'geleceğimizin' mimarı kimler olursa olsun onlara gereken desteği vermeliyiz. Ilık sonbahar günleri ile birlikte idrak ettiğimiz Ramazan-ı Şerif ayı şimdi hararetli bayram ziyaretleri ile tamamlanmak üzere. Her yer dolup taşıyor. Havalimanları, otobüs terminalleri, tren garları sezonun en yoğun trafiğini yaşıyor. Artan trafikle birlikte maalesef kazalar da artıyor. Hemen her tatilde bu tür haberleri dinlememize rağmen nedense bir türlü akıllanamıyoruz. Kendimize, memleketimize, sevdiklerimize, sevenlerimize karşı sorumlu olduğumuzu unutmamalıyız. Direksiyona geçince herkesi ve herşeyi nedense 'arkamızda' bırakıyoruz. Oysa, onlar ve olanlar gözümüzün önünde bir ikaz levhası gibi daima asılı kalmalı, 'bana bir şey olmaz' gafletinde bulunmamalıyız. Biraz sabır, biraz dikkat, yeterince tedbir. Bütün formül bu... Bu vesile ile bütün okuyucularımızın kazasız belasız, tadı damaklarından eksilmeyen bir bayram geçirmelerini dilerim.