Bedr'in Aslanları hürmetine

A -
A +
Bedr'in aslanlarını yazmak, onları methetmek bizim gibilerin yapabileceği iş değildir elbette, ne haddimize. Lâkin, her 18 Mart yaklaştığında, hutbelerden konferanslara kadar her yerde duymaya alıştığımız o meşhur beyit her dâim kulağımı tırmalıyor.
 
İslâm ahlâkının temeli edep ve hürmet olduğu için çok hassas olmamız lâzım değil mi?
"Anam babam canım sana fedâ olsun" yâ Resulallah" diyen yüce Eshâb-ı Kirâm'a karşı.
 
Ne diyor o meşhûr beyit:
Ne büyüksün ki, kanın kurtarıyor Tevhîdi...
Bedr'in aslanları ancak bu kadar şanlı idi.
 
Eeee ne var bunda diyorsanız lütfen sabırla okuyuverin. Çanakkale şehitlerini yüceltirken İslâmiyet'in ilk savaşı olan Bedir Gazası'nın şehitlerini hafife aldığı şeklinde yıllardır süregelen bir tartışma var. Bundan tamamen habersizseniz şaşarım. Eğer bu ifadelerde bir mahzur görmüyorsanız daha da şaşarım.
 
Sevgili arkadaşlar, mesele, "bir mısradan ne olur canım" diyebileceğimiz kadar basit değil.
Mehmet Akif gibi bir şiir üstâdı istese bu cümleyi 10 değişik şekilde yazardı. Daha münâsip ve hürmetli ifadeler kullanabilirdi.
 
Meselâ Necip Fazıl Kısakürek de İhtilal kitabında (42. sayfasında) "Çanakkale şehitlerini Bedir kadrosuyla bir tutan, İslâm şairi farzettikleri zâta acımak lâzımdır" demiştir.
 
Konuyu daha iyi anlamak için bir iki misâl verelim: "İlkokul çocuğu profesör kadar bilgili" dersek profesörü yükseltmiş  oluruz ama "İlkokul çocuğu o kadar akıllı idi ki ancak profesör bu kadar olabilir" dersek burda bir mantık ve edep hatası aramak gerekmez mi?
 
"Falanca âlim, peygamber kadar ilim sahibidir" dense, uygunsuz bir benzetme olsa da, o kadar tepki görmez. Fakat, "Peygamber ancak, falanca âlim kadar bilgilidir" demek, affedilmez bir yanlıştır, peygambere hakaret olur.
 
Çanakkale Şehitleri elbette çok kıymetlidir, çok yüksektir. Fakat sormak isterim, nice kıymetli şairler yetiştirmiş atalarımız içinde, daha önce Bedir Şehitleri için böyle şeyler yazan hiç çıkmış mıdır?
 
Malazgirt Şehitleri, Haçlı saldırılarına karşı savaşırken şehit düşenler, İstanbul'u fethederken şehit düşenler -sümme hâşâ- Çanakkale Şehitlerinden daha mı kıymetsizdi ki Bedir Şehitleri ile kıyaslayan çıkmadı?
 
Aslında kimse şehitleri derecelendirme, kıyaslama cür'etini göstermemişti. Ama Akif göstermiş. Madem buna yeltenmiş, elbette ki, Bedr'in aslanlarını en başa koymak mecburiyetindedir.
 
Kur'an-ı kerimde, cennetlik oldukları bildirilen, Resulullah'ın askeri olan Bedr'in aslanları, başka askerlerle mukayese edilmez. Bedir'deki askerlerin kumandanı Resulullah Efendimizdi. Ve o askerler, İslâmiyet'in ilk savaşını, varolma/yokolma savaşını kazanmış kahramanlardır.
 
Ehl-i Sünnet'in bütün âlimleri söz birliğiyle bildirmişlerdir ki, en yüksek evliyâ bile Eshâb-ı kirâmın derecesine ulaşamaz. Üstelik, Bedir Savaşı kahramanları Eshâb-ı kirâmın ilk Müslüman olanlarından ve derecesi en yüksek olanlarındandır.
 
Bedr'in aslanları olmasaydı Çanakkale Şehitleri olur muydu, Osmanlı olur muydu, Türkler Müslüman olabilir miydi?
Biz olabilir miydik?
 
Çanakkale şehitlerinin dereceleri tartışılmaz, kavuştukları yüce makam her Müslüman'ın hayalidir. Ancak Bedir Şehitleri başka.
 
Bedr'in aslanlarının kıyamete kadar gelen/gelecek bütün Müslümanlar üzerinde hakkı vardır. Eğer bugün Müslüman olmakla şereflenmişsek, en başta Sevgili Peygamberimiz "Sallallahü aleyhi ve sellem" efendimizin ve onun temiz, pâk, şerefli Eshâbının üzerimizde birinci derecede hakkı vardır.
 
İster zamanın şartları deyin, ister askerleri coşturmak için yazılmış deyin, ölçüleri zorlayan böyle ifadeler Çanakkale ruhuna yakışmıyor. Çanakkale'nin neferleri bizden çok daha fazla âşıktı Bedr'in aslanlarına, bunu da unutmayalım.
 
Müslüman doğruyu düşmanından bile duysa kabul etmeli. Doğruya doğru, eğriye eğri diyemediğimiz ve doğru söyleyenlere saldırdığımız müddetçe, hâlimiz perişandır.
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.