Bir garip cenaze

A -
A +
Muhammed Ali ismini duyunca heyecanlananlardan değilim.
Gecenin dördünde, o meşhur yumruklarını canlı yayında seyretmek için, kahvehanede nöbet bekleyen nesilden olmadığım içindir belki.
Adını ilk defa duyuyor olsanız bile şu gerçek değişmez, o bir efsane!
 
Bir haftadır hakkında çok yazı, haber çıktı, çok seveni varmış, Allah rahmet eylesin.
Lâkin, cenaze ile alâkalı duyduğum okuduğum birçok haber şaşırttı beni. Gerçekten kafama takıldı, size de arzetmek istedim.
 
En başta, bir Müslümanın cenazesinin 1 haftadan fazla bekletilmesi alışık olduğumuz bir şey değil, dînen caiz de değil zaten.
Bizim oralarda mevtâ sabaha karşı vefât etse meselâ, öğle namazını bile beklemezler, kuşluk vakti cenaze namazını kılıp defnederler.
 
Bizim oralarda diyorum, çünkü İslâmiyet’i bozma/esnetme hareketleri kalabalık şehirlerde daha hızlı yayılıyor, mâlûmunuz.
 
Sonra cenaze töreni iki gün sürüyor. Sayın Cumhurbaşkanımız cenaze namazını katıldı geldi, hâlâ cenazeyi kabre koymadılar. Böyle bir şeyi hayatımda ilk defa duyuyorum.
 
Ayrıca cenazeyi 1,5 saat boyunca düğün konvoyu gibi caddelerde dolaştırmışlar.
Çocukluğunun geçtiği evi, boksu öğrendiği spor salonu, adına kurulan müze, ismini taşıyan cadde vs.
 
Çevredekiler de “Ali Ali!” diye tezâhürat yapıyor, o da ilginç. Sanki boks maçı seyrediyorlar. Sessizce Fatihâ okuyup ruhuna hediye etseler çok daha faydalı hayırlı olur.
 
Ha belki oradakilerin hepsi Müslüman değildir, gayr-i Müslim hayranı da çok vardır. Bunu anlıyorum da, kapalı salonda “her dinden, her görüşten” insanın olmasına ve konuşturulmasına şaşırdım.
Bir haham konuşturmuşlar meselâ, siyasi mesajlar vermiş, Türkiye aleyhine ağır sözler söylemiş.
Hahamın ne işi var Müslüman cenazesinde? Üstelik kendi dinî kıyafetleriyle.
 
Ve daha “dikkatle bakarsak” doğru bulmayacağımız birçok şey.
Elbette mevtânın ardından yapılanlara müdahale edecek hâli yok. Ama rahmetli hayattayken çok önemli bir konuya müdahale etmiş.
 
Hollywood kaldırımında tüm ünlülerin ismi yere yazılmış iken, Muhammed Ali “Ben Peygamberimin adını ayaklar altına yazdırmam, üzerine basılmasına izin vermem” demiş. Ve onun ismini duvara, yükseğe yapıştırmışlar.
 
Mâdem o, sevgili Peygamberimizin mübarek ismini yüceltmiş, Allah da onun amellerini, derecesini yükseltsin, taksiratını affeylesin inşallah...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.