Padişahın dünyalar güzeli kızı, kendisine en güzel hediyeyi getirenle evleneceğini ilan etmiş. Bulunmaz mücevher getirenleri, "Babamda daha iyileri var", edebiyatla kendisini övenleri, "Sizin sözleriniz beni övmeye yetmez" diye reddetmiş. Bin gece geçmiş, binlercesi gelmiş, hiçbirinin hediyesini beğenmemiş. Bir gün birisi elinde kırık bir cam parçasıyla gelmiş. "Bu ne?" demiş kız, "Sen benimle dalga mı geçersin, kelleni cellada vereyim mi?" Delikanlıdan, "Buna ayna derler, suretinizi gösterir ve size en layık hediyedir. Çünkü siz o kadar güzelsiniz ki, size layık hediye ancak kendi güzelliğinizi size seyrettirmektir. Aynaya bakın, bu güzelliğin Yüce Allahın bir nimeti ve imtihanı olduğunu bilin ve şükrünü nasıl yerine getiririm diye düşünün" cevabını almış. ... Grekoromen Güreş Milli Takımımız 2 altın 1 bronz madalya ile takım halinde dünya şampiyonu oldu. Başarının madalyalarla ölçüldüğü, altına kavuşanların ayaklarının yerden kesildiği, egosunun ilah haline getirildiği bir zamanda güreşçilere ve idarecilere benden bir "ayna" hediye olsun. Umulur ki güreşçiler bu aynaya bakarlar ve gücün, aklın, zekânın bir emanet olduğunu, sahip oldukları bütün nimetlerin hesabının sorulacağını, buğday başağı gibi nimet çoğaldıkça boyun bükmek gerektiğini anlarlar. Yöneticiler de güreşçilere ayna tutarlar onlara önce insan olmayı, güreşe aşkın bakabilmeyi, galibiyette mağlubiyeti görebilmeyi, erlikten erenliğe giden yolu ve güreş sporunun bizim dünya görüşümüzü, hayata bakışımızı yansıttığını gösterirler. Başarı, başa ermek, yukarı çıkmak, yapılamayanı yapma egosu, maddi menfaatler için egosunu ilah tutmaktır, insanları ebedi güzelliklerden mahrum bırakmak için yeni yeni ilahlar meydana getirmektir. Muvaffakiyet ise, farklı olanı, yapılamayanı ebedi doğrunun ışığında yakalamak, bu işi becermenin Yüce Yaradanın verdiği kuvvet ve zekâ gibi özellikler olduğunu bilmek, baş eri değil, gönül eri, alp eren olmaktır. ... Güreş Federasyonu Başkanı Osman Aşkın Bak, bizim "Cihanı Titreten Türk Koca Yusuf" kitabımızı okuduğunu ve çok etkilendiğini söylemişti. Orada başarı ile muvaffakiyet arasındaki farkı etraflıca açıklamıştık. Bizim geleneğimizde güreş yalnızca madalya vesilesi değildir. Dünya görüşümüzü, hayata bakışımızı, doğumla başlayan ve ölümle biten üç düşmanla (ego, şeytan ve kötü çevre) mücadelemizi simgeleyen bir uğraştır. İşte bunun için güreşçilerimize, güreşseverlere, madalyalar başarı için değil muvaffakiyet için diyoruz. Ha... "Padişah kızı ne yapmış? Aynanın en kıymetli hediye olduğunu kabul etmiş mi?" diye soruyorsanız. Ben de bilmiyorum!