Ve Pomak Osman, rakibiyle ilgili bilgileri Yusuf'a aktardı: -Şimdi beni iyi dinle. Rakibine kündeci Pomak Mahmut Pehlivan derler. Başaltının en zorlu pehlivanıdır. Senelerdir başaltında birinci olur. Başta Aliço olduğu için başta güreşmez. Aliço'nun adamı olduğu için de hakem heyeti başaltında güreşmesine ses çıkarmaz. Arkadaşı galip geldiği için bu da seni yenmeğe çalışacak, yenemezse de hiç olmazsa yormağa gayret edecek. Tekrar tuttuğunuz zaman dikkatli ol. O yine savunmada kalacakmış gibi yapıp, buna seni inandırdıktan sonra birden bire paçalarına dalarak seni alta alacak ve hiç vakit kaybetmeden de meşhur pomak kündesiyle seni atarak yenecek, onun planı bu. Bugüne kadar onun kündesinden pek kurtulan olmamıştır. Sakın gafil olma. Paçalarına dalacağını hissettiğin zaman elenselerle yere düşürmeğe bak. Daldığında da mutlaka boyunduruğu yetiştir. Seni yenerse, öbür arkadaşı da rakibini yenecek, ikisi arkadaş oldukları için de biri diğerine pes ederek ödülü paylaşacaklar. Osman pehlivan, bu şekilde öğütler verirken, Yusuf'un hasmı, Osman Pehlivan'ın Yusufla konuştuğunu farketmişti. O da yağ tazelemek bahanesiyle yanlarına doğru yollandı. Osman Pehlivan bunu farkedince noktayı koydu: -Yusuf, dediklerimi anladın mı? -Anladım usta. -Allah yardımcın olsun Yusufum. Hasmı yanlarına yaklaşınca Yusuf, Osman Pehlivandan ayrılıp meydana doğru yürüdü. Bu arada, cazgır da yanına gelmişti. Birden Yusuf'un aklına dünden beri kafasını kurcalayan mesele geldi, işte meseleyi çözecek kişi de yanındaydı: -Ustam, ayıp olmazsa sana bir şey sorcağım. Cazgır Sadık Usta, Yusuf'u sevmişti, gülümsedi: -Sor Yusuf Pelvan, niçin ayıp olsun, zaten sen ayıp olan bir şeyi sormazsın. -Pomak Osman Pelvanı iyi tanır mısın? Cazgır, Pomak Osman ile Yusuf'un dün ve bugünkü yakınlıklarını görmüş, az çok onun ne soracağını tahmin etmişti: -Tanımaz olur muyum? En az yirmi senedir tanırım. Çok namuslu, çok mert ve merhametli bir insandır. Çok da iyi bir pehlivandır. Ustalıkta Aliço'dan bile fazladır. -Beni yanına çırak olarak almak istiyor da... Sana bi danışayım dedim. Cazgır, Pomak Osman'ın Yusuf'u çırak olarak almak istemesine sevinmişti. O da birilerinin Aliço'nun yıllardır Kırkpınar'da rakipsiz kalmasından üzülüyordu. Eğer iyi bir ustanın eline düşerse Yusuf'un Aliço'ya rakip olacağına inanıyordu. Pomak Osman da Yusuf'a çok iyi bir usta olurdu. Sadık Usta, Aliço'nun Yusuf'u kendisine çırak yapmasından ve böylelikle Kırkpınar'ın Aliço ile Yusuf, arasındanda yapılacak kıran kırana güreşlerden mahrum kalacağından korkuyordu. İşte bu sebeplerden Pomak Osman'ın Yusuf'u çırak istemesine çok sevinmişti: -İyi ettin, bana danıştığına. Hiç düşünmeden Pomak Osman'ın teklini kabul et. Ondan daha iyi bir usta bulamazsın. Hemen elini öp, ustamsın de. Gördüğün gibi güreş meydanlarında arkadaşsız ve ustasız mücadele etmek çok zor. Cazgır Sadık ustanın sözleri Yusuf'u çok sevindirmişti, şimdi arkasında usta olarak Pomak Osman vardı. Arkasında Pomak Osman'ın bulunduğu bilmek ona güç, şevk ve istek vermişti. Cazgıra, "Allah razı olsun ustam" diyerek, daha bir güvenle ermeydanına yürüdü. Hasmı da yağını tazelemesini bitirince ense enseye geldiler ve güreş kaldığı yerden tekrar başladı. DEVAMI VAR