Rayka'nın sözleri salona bir bomba gibi düşmüştü. Hem gazeteciler hem de komisyon üyeleri büyük bir şaşkınlık içindeydi. Tosun Bey ve Yusuf dahil, orada bulunan Türklerse, Rayka'nın gösterdiği mertlik karşısında gözyaşlarını tutamadılar. (*) Yusuf, yaşlı gözlerle ilk önce Rayka'ya baktı. Oradan bakışları Yusuf'un aklını dinlemiyerek, gönlünün sesine uyarak Nadya'ya kaydı ve Nadya'nın bakışlarıyla karşılaştı. Yusuf, hemen bakışlarını kaçırdı. Utanmış ve böyle bir şey yaptığı için kendine kızmıştı, nefsine ceza olarak tutacağı oruçlar fazlalaşmıştı. Yusuf'un bakışlarını yakalayan Nadya, dünyalar kendisine verilmiş gibi sevinmişti. Annesinin ölümünü, babasının idam için hapiste bekleyişini unutmuştu. Komisyon üyesi Çeretliyef, Rayka'dan beklediği cevabı alamayınca bozulmuştu, ama belli etmedi. Rayka'yı manalı bakışlarla süzerek ve kelimeleri ağzından tek tek çıkararak sordu: -Esir olduktan sonra, gördüğünüz kötü muamelelere rağmen, onları baba ve kardeş bilirdiniz öyle mi? Bayan Rayka, siz ne kadar iyi yüreklisiniz. Rayka şaşırmıştı: -Siz ne dersiniz bre! Ben onlardan en ufak kötü bir muamele görmedim. Çeretliyef, bir türlü beklediği cevabı alamıyordu: -Nasıl olur? Sizi kendileri ile aynı evde yatmağa zorlamışlar. Güzel Balkan kızı Rayka'nın yüzünde çok masum bir tebessüm dolaştı. Sol elini kaldırdı. Gözler, sol elini kaldıran Rayka'daydı. Rayka, gayet sakin bir şekilde, elini, solunda oturan Karlıova Beyi Tosun Beye ve Yusuf'a doğru uzatarak cevap verdi: -Ne zorlaması bre! Tosun Bey'in evinde kalmayı biz kendimiz istedik. Savaş aninde, bizim için en güvenilir yer, bir Türk beyinin eviydi. Türk beyi, canini verir, ancak en büük düşmani bile olsa, kendine siginana en ufak bi zarar gelmesine müsaade itmez. Rayka'nın bu cevabı da salona bomba gibi düşmüştü. Komisyon üyesi sordu: -Düşmanınızın evinde kalmağa nasıl cesaret ettiniz? -Ne düşmani bre? Biz bugüne kadaa Türklerle çok iyi geçinirdik, onnardan iç bi kötülük görmedik. Biz kötülük gördüümüz için diil, ayri bir devlet olmak için ayaklandik. Bu iki insanna, ayni çati altinde gecelemek kadar büük bir şeref düşünemem. Nadya'nın devamlı Tosun Bey ve Yusuf lehindeki cevapları Komisyon üyesi Skabler'in sabrını taşırmıştı. Sözü dolaştırmadan sert bir şekilde sordu: -Size tecavüz eden hangisidir? ¥ DEVAMI YARIN ....... (*) Burada yazılanlar hayal ürünü değildir, 1876 Mayısı sonlarında yaşanmıştır, bunlar gerçektir, Osmanlı belgelerinden ve Batı basınından alınmıştır.