Amerika İç Harbi, seri ateşli silâh?larla savunulan toprak istihkâmların aşılmasının fevkalâde zayi?atla ve zorlukla mümkün olabileceğini fiilen göstermişti. Rus Ge?nelkurmayı, Amerikan İç Harbi'ni hiç incelememişlerdi. Türkleri küçümsemekte de devam ediyorlardı. Ama Osman Paşa, Ameri?ka İç Savaşı'nı çok iyi tetkik etmişti. Böylelikle, toprak istihkâm savunması ile siper muharebesini keşfetmiş, şimdi de Ruslara karşı uyguluyor, Osmanlı'nın din, namus ve şerefini savunuyordu. Bütün bunlar, Osman Paşa'nın dahi bir kurmay olduğunu gösteriyordu. Üstelik Türkler, asırlardan beri, gerek inatçı savunmayı, gerek?se istihkâmcılığı muharebe taktiğine tatbik etme ustası olarak meşhurdular. Üçüncü Plevne Muhârebesi'nin ilk saatlerinde... Osman Paşa'nın keşfi toprak istikhamlarına ehemmiyet vermeyen Rus ve Romenler, bunu çok pahalı ödediler. Yalnız Griviçe l Tabyası önünde, bir kaç saat içinde Romenler; 58 subay, 2 bin 511 er, Ruslar; 19 subay, bin 19 er ölü vererek doğrandılar. Rus ka?rargâhına gülle düşmüş gibiydi. İngiliz askerî ataşesi Kurmay Albay Wellesley, The Times gazetesinin askerî mütehassıs olarak gönderdiği General Grant, Forbes ve Villers, Mac Gahan gibi askerî muhabirler, Rus taarruzu?nun kırılmasını, Çar ile birlikte, Çar için kurulan yüksek savaş gözetleme yerinden heyecan içinde seyrediyorlardı. Gördüklerine hiç biri inanamıyordu. Hiç birisi böyle bir karşı koyma, savunma beklemiyordu, Mac Gahan hariç. Amerikalı gazeteci Mac Gahan, 10 yıl önce Rus askeriyle birlikte Türkistan seferine katılmış... Burada, Osmanlılar'ın ataları olup Seyhun-Ceyhun Nehri arasında yaşayan bir avuç Türkmen'in, Oğuz Türkü'nün kendisinden binlerce kat fazla, Rus askerlerine nasıl karşı koyduklarını görmüş... Onların asaletine, cesaretine ve insanlık anlayışına hayran olmuştu. İşte şimdi, aynı duyguları, Plevne'deki Osman Paşa ve onun askeri karşısında yaşıyordu. Çar ve beraberindekiler, heyecan içinde, ilk hücumun nasıl sabun köpüğü gibi eridiğini seyrederlerken, General Skobelev'in açtığı ateşle, asıl büyük piyade taarruzu başladı, iki taraf ancak 5 dakika ateş dengesini koruyabildi... 6. dakikada Türk ateşinin üstünlüğü derhal fark edilmiye başlandı. Bu ateşe dayanamayan Rus alayları, saflarını muhafaza edemeden, panik hâlinde gere çekilmeye başladılar. Canını ortaya koyarak muharebe meydanına yaklaşan Amerikalı gazeteci MacGahan, gördüklerine inanamadı. Havada, zeminden bir kaç metre yükseğe kadar olan sahada öylesine kesif şekilde kur?şun yağıyordu ki, bu ateşin arasında bir kuşun uçacağı, bir tavşanın kaçabileceği bir kaç santimlik bir boşluk bile mevcut değildi... Sırtta General Kirilov ve General Zotov, her dakika, irti?bat subaylarından daha kötüleşen haberler alıyorlardı. Zâten Türk tabyasından mermi falan uçuşmuyor, fırın ağzı gibi alev püskürüyordu, Türk ateşi o derecede yoğun ve kudretliydi. Bu durum, dürbünle, açıkça seyredilebiliyordu... Fecî bir sahney?di. Zîrâ tabyaya tırmanan Rus askeri, sapır sapır dökülüyordu. Az sonra, çılgın bir panik hâlinde ric'at eden, kaçan Rus askeri, taarru?za gidenlerden çok azdı. Çoğu, tabyanın önünde kalmışlardı... > Devamı var