Yenilen çocuk da nasıl yenildiğini anlıyamamıştı. Çünkü güreş çok kısa sürmüş, herşey bir anda bitmişti. Yusuf, hemen eliyle kıspetine vurarak galibiyet temannasını çaktı, seyircileri selamladı. Zavallı hasmı hâlâ yerde gerçekten yenildim mi diye alık alık bakıyordu. Cazgır da bu kadar çabuk bir galibiyet beklemediği için Yusuf'un nasıl yendiğini görmemişti. Düğün güreşi gibi fazla güreşçinin katılmadığı güreşlerde cazgır aynı zamanda hakemlik görevi yapıyordu. Ama seyirciler bu güzel galibiyeti kaçırmamıştı: -Afferin sarışın delikannıya. Maşallah yıldırım gibi çarptı. -Ne gözel yendi. Allah nazardan saklasın. -Kim bu delikannı bre! -Karalardan İsmeyil Ağa'nın oolu. Yusuf, hâlâ şaşkın şaşkın yerde oturan hasmının elinden tutarak yerden doğrulmasına yardım etti, koltuk altlarından tutup havaya kaldırarak helalleşti, hakem heyetinin yanına giderek bahşişini alıp, babası ile ustasının yanına geldi. Ellerini öptü. Babasının memnuniyeti, sırtını okşamasından belliydi Ustası da hem tebrik etti hem de tavsiyelerde bulundu: -Afferin Yusuf. Tam istediim gibi güleştin. Ama ikinci güleşinda daa dikatli hareket it. Hasmını yere düşürür düşürmez emen kündeye geç. Aşıramazsan bi daa dene. Yine olmazsa, ayaklarınla iyice zaptet, sarmaya geç ve beklemeden çevir. -Peki hocam. Yusuf, o gün bütün rakiplerini çok kolay ve çok kısa zamanlarda yendi. Böylece küçükorta ödülünü kurtardı. Ve üç donluk basmayla ödül keçiyi aldı. Güreşlerde hiç zorlanmamıştı. Küçükorta pehlivanları çok hafif gelmişti. Hiç yorulmamıştı. Ustasından izin istedi: -Hocam! Hiç yorulmadım. İzin verisen büyükortada da güleşmek istiyerim. Hocası güldü Yusuf'a takıldı: -Sabır oolum, sabır. Bi günde emen başpelvan olup bütün üdülleri toplama. Az önce oğlunun ödülü almasıyla sevinen İsmail Ağa'nın, Yusuf'un sözleriyle hemen deliliği tutmuştu: -Otur bre yerine! Hocandan daa iyi mi biliyersin. Emencecik kendini başpelvan mı saniyersin? Yusuf, birşeyler söylemek istedi, ancak boğazına birşeyler tıkandı konuşamadı ve birşey demeden yanlarından ayrıldı. Bir kenara oturup güreşleri seyretmeğe başladı. Ödül olarak kazandığı keçinin bile yanına gitmemişti: Dursun usta, İsmail Ağa'ya, "Yusuf'un şevkini kırdık galba" dedi. İsmail Ağa, sertçe, "Haddini bilsin, ustasından ii mi bilcek" şeklinde cevap verdi. Güreşlerde büyükortada Oluklulu Kel Mehmed, birinciliğe ulaşmıştı, Oluklu Köylülerinin sevincine diyecek yoktu. İsmail Ağa'ya takıldılar: -Adi İsmeyil Ağa. Yusuf'u Mehmed'in karşısında görmek istiyeriz. Bakaam, Mehmed'in karşısında da bugünkü kaa ızlı olcak mı? İsmail Ağa, yakında görcez, diye kızgınca cevap verdi. DEVAMI VAR