Yusuf sırt üstü uçmuştu

A -
A +

Yusuf, sabahı zor etmişti. Ustasına karşı nasıl güreşeceğinin planlarını yapıp durmuştu. Ustası karşısında üç ay önceki duruma düşmek istemiyordu. Güreşlerini kimsenin seyretmeyecek olması onu rahatlatıyordu. Yusuf'un kuvvetinden şüphesi yoktu. Ama ustasının bildiği oyunlara karşı çaresizdi. Ustası, Yusuf'u hep kendi oyunuyla vuruyor, Yusuf'un kuvvetini, Yusuf'un aleyhinde kullanıyordu. Yağlanıp karşı karşıya geldiklerinde Yusuf, heyecanlıydı. Ustasıyla elense bağlamamaya dikkat ediyordu. Ustası üzerine geldikçe o, geri geri kaçıyordu. Dursun Pehlivan durumu farketti: -Hayda bre Yusuf! Güleşe gir. Akşama kaa seni mi kovalacam? Yusuf, daha ense bağlarken, ustasına bi elense çekti. Ustasının dizleri yere değdi. Yusuf, bastırmak için koştu. Ustası, emekliyerek zor kurtuldu. Yarım saate yakın güleştiler. Dursun Usta, ancak ustalığıyla Yusuf'un acı kuvvetine karşı koyabiliyordu. Yusuf, ustasının uygulamak istediği oyunlara, ustasından öğrendiği şekilde karşılık veriyor, bilmediklerini de kuvvetiyle bozuyordu. Dursun Pehlivan, Yusuf karşısında, "Zor oyunu bozar" atasözünün ne demek istediğini çok güzel şekilde anlamıştı. Yusuf, ustasını zorladığını farketmiş, açık düşürmek, yenmek için saldırdıkça saldırıyordu. İdman güreşi iyice ciddileşmişti. Yusuf, Yaradana sığınıp çapraz topladı. Ellerini ustasının koltuk altlarından geçirip sırtında kilitledi ve sürmeğe (geri geri itmeğe) başladı. Dursun Pehlivan, direnmeğe çalıştı. Ancak karşı koyamadı. Yusuf'un kuvvetine karşı konulmuyordu. Yusuf da ustasının kendisine karşı koyamadığını farketmiş, iyice aşka gelmiş, ustasını alabildiğine sürüyordu. Hız iyice artmıştı, Yusuf, bir taraftan ustasını sürüyor, diğer taraftan da , ayağını ustasının ayağına takmağa, basmağa gayret ederek, çengel oyununu yapmağa çalışıyordu. Dursun Pehlivan, Yusuf'u normal yoldan yenemiyeceğini anladı, işi kurnazlığa dökmeğe, Yusuf'a bir de kurnazlık dersi vermeğe niyetlendi. Yusuf, tam hızını almış sürerken birdenbire ortalık karıştı. Ustası bir anda elleri arasından kayboldu. Ve Yusuf, havada uçtuğunu ve sırtüstü yere düştüğünü gördü. Yusuf, ne olduğunu anlayamamıştı. Ne olmuştu, ustası bir anda kollarının arasından nasıl kaybolmuş, tam, ustamı yeniyorum derken sırtüstü nasıl yenilmişti? Yusuf, ağlamaklı bir halde doğruldu, kıpkırmızı olmuştu. Hırsından kendini yiyecek gibiydi. Nasıl böyle yenilmişti? Yusuf, ne yapacağını şaşırmışken, ustasıysa karşısında gülümseyerek duruyordu. DEVAMI VAR

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.