Bulutlarla düet

A -
A +

Hani akşam vakti sokaktasın... Yağmurun sadece mevsimle değil yalnızlığınla da soğuduğu bir akşam vakti... İnsanın yüzüne yüzüne çarpan iri yağmur damlalarıyla bir başınasın... Kaşkolunu biraz daha ağzına doğru kaydırıp yüzünü saklamaya çalışırsın. Başını öne eğer, açıkta kalan gözlerinle yere bakarsın. Üşümesinler öyle ya... Yönün belli. Gördüklerin pabuçlarının ucu, yere düşen sık iğne damlalar, kaçmaya çalışırken tam ortasına bastığın su birikintisi, paslı dükkan kepenklerinin yere iliştirilmiş koca kilitleri, senin gibi o saatte yağmurda kalmış birkaç çift pabuç ucu daha... Hani, önünden geçerken gözüne ilişen o mavi kapının, yaldızı kararmış alüminyum çerçeveli kapısından sulu yemek kokusu sızan lokantanın, paspası erimiş bir apartman basamağının, hızlı adımlarla konuşa konuşa önüne geçip yürüyenlerin, köşe başındaki direğin, yarı açık kalmış perdelerinden ışık süzülen pencerelerin, kıvrılmış titreyen kedinin sana hüzün, keder, yalnızlık borçlu olduklarını düşünürsün ya... Üşürsün, yürürsün ya... Sokaklar dolusu ıssızlığa da, kucaklar dolusu yalnızlığa da ısınırsın. Ama hâlâ yürürsün ve üşürsün ya... Dökülen her gözyaşının üzerine mi yağdığını yoksa her yağmur damlasının gözyaşı mı olduğunu kavramakla uğraşmazsın ya... Artık sünger gibi olmuş kaşkolunla burnunu saklamazsın. Anlamsızca burnunu silmeye çalıştığın mendil ıslak, gözlerin ıslak, yüzün ıslak, kaşkolun ıslaktır ya... Paçalarından sular süzüle süzüle bir saçak altına sığınırsın senden, yüreğinden daha dirayetli ayaklarınla... Karşılama cümlesi beklemeksizin kapıdan içeri dalarsın da, çıkartmaya uğraşırken, kollarına yapışmış gömleğinden mi, yoksa değdikçe ürperten sulu paçalarından mı daha çabuk kurtulmalısın; karar veremezsin ya... Kurulandıktan sonra, iliştiğinde sobanın yanına; bakarsın ya hani... Bir bu sıcaklığı borçlu olduğuna, bir de morarmış parmak uçlarına... Başına sardığın havludan kaçmış bir tutam ıslak saç, tatlı bir serinlik verir artık sana... Giydiğin pamuklu pijama, verdiği el örgüsü hırka... Bol gelse bile omuzlarına, ne deseni ne etiketi senin umurunda. Hani insanı sıcacık, sımsıcacık sarar ya... İşte gerçekten sevilmek böyle bir sıcaklık aslında... Hava değişimine dikkat! Mevsim dönümlerinde yaşanan hava değişimi; baş ağrısı, uykusuzluk, bulantı, konsantrasyon bozukluğu, depresyon, kas ağrıları, astım gibi rahatsızlıklara sebep olabilir. Bunları ciddiye alıp, tedaviyi ihmal etmeyin! Toplumun üçte birlik kısmı, en ufak bir hava değişiminden kolayca etkileniyor. Bununla birlikte, hava değişimlerine bünyenin verdiği tepkiler çoğu zaman bazı hastalıkların habercisi olabiliyor. Mesela her yağmur yağdığında eklemler ağrıyorsa; bunun arkasında eklem hastalıkları yatabilir. Kadınların hava değişimlerinden daha fazla etkilendiği biliniyor. Bunun sebebi ise; zaten sürekli bir hormonel değişim yaşadıklarından dolayı organizmanın daha hassas olması. Öte yandan kadınların kan basıncı daha düşük olduğundan, kış mevsiminde meydana gelen hava değişimlerine karşı daha hassas. Bünyede meydana gelen değişimin sebeplerinden biri de; beynin, vücut ısısını yeteri kadar hızlı ayarlayamaması. Son on yılda meydana gelen kalp krizi vakalarıyla hava değişimlerini karşılaştıran Fransız bilim adamları; büyük ısı değişimlerinin kalp krizi riskini artırdığını da ortaya çıkardı. Ayrıca değişik hava akımlarının migrene sebep olduğu ispatlandı. Korunma ve tedavi Uzmanların tavsiyesi; kendini koruma düşüncesiyle evde kalmak yerine; dışarı çıkıp mutlaka yürüyüşler yapmak. Hamam veya sauna ziyaretleri, sıcak-soğuk duşlar almak sizi hava değişimlerine karşı daha güçlü yapacaktır. Özellikle E vitamini vücudun hava değişimlerine karşı biraz daha az etkilenmesinde etkili olduğu için alınmalıdır. Özellikle kalp ve romatizma hastalarının şikayetleri, nemli ve yağmurlu havalarda artar. Romatizmaya bağlı olarak oluşan ağrılarda güçlenme meydana geliyor ve daha hassas olunuyorsa, en kısa zamanda bir doktora başvurup mümkün olan tedavi yöntemlerini uygulamakta fayda var. Hava değişiminden hafif etkilenenler ise, bu problemle baş edebilirler. Kan basıncı sabit olanlar da, en az etkilenenler arasındadır ve bu gruptakiler için fazla risk yoktur. Gül rahatlatıyor Yıllardır kozmetik ve tıp sektöründe kendisine geniş kullanım alanı bulmuş gülün; özellikle fizyolojik rahatlama bakımından önemli faydaları var... * Hassas ciltler için: 3 damla gül yağı, 3 damla lavanta yağı ve 75 ml damıtılmış suyu karıştırın ve bu karışımla günde üç kez cildinize masaj yapın. Böylece gerginlikten kurtulabilirsiniz. * Parlak gözler için: Yaklaşık 20-30 adet gül yaprağını, 100 ml damıtılmış suda bir gece boyunca oda sıcaklığında bekletin. Sabah bu karışımla gözlerinizi temizleyebilirsiniz. * Aromaterapide rahatlamak için: Günde 3-4 kez, kırmızı gülden elde edilmiş yağla bileklerinizi ovmanız yeterli. Böylece rahatlayabilir ve kendinizi daha iyi hissedebilirsiniz. * Endişeye karşı: Uykusuzluk, sürekli endişe ve heyecan hali için birkaç damla gül yağını bir mendile damlatabilir ve bütün gece yastığınızın üzerinde bırakabilirsiniz. Şimdi moda renkli saçlar Genellikle giyim üzerine yoğunlaşan moda, bu yıl saçlarımızı da etkisi altına alıyor. Kadınların doğal saç renkleri dışındaki renkleri denemek, kendilerine özgü bir stil oluşturmak, beyazlardan kurtulmak gibi taleplerini dikkate alan Wella Profesyonel, geliştirdiği yeni röfle saç boyası Magma, soğuk sarı tonlardan kızıllara kadar geniş renk seçeneği sunuluyor. En koyu, hatta siyaha boyalı saçları bile 6 tona kadar açabilen Magma; 10 farklı renk seçeneği ile saçı tek işlemde hızlı ve kolay bir şekilde renklendiriyor. Saç modeli ve renginin birbiriyle uyum içinde olması son derece önemli. Bu sebeple saçlarda kullanılan renkler ve uygulamaları, saç kesimleriyle bütünleştiriliyor. Canlı, parlak renkler ve renklerin kontraslarla vurgulanmaları dikkat çekiyor. Özellikle kahküller bu sene çok moda. Yeniliğin vurgulandığı, kişiye özel olarak oluşturulan saç stilleri ön planda. Renklerde çeşitlilik artıyor. Trendy, parlak, dikkat çekici ve cesur renkler; standart dışı uygulamalara geçiş ve sanatsal yaklaşımla birlikte gözlemleniyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.