Aklı öldürürsen ahlak da ölür.
Akıl ve ahlak öldüğünde millet bölünür.
Kadı’yı satın aldığın gün adalet ölür.
Adaleti öldürdüğün gün devlet de ölür!
Fatih Sultan Mehmet
Bunlardan biri enerji uzmanı, biri hâkim, biri de fizikçi… İdam sehpasına ilk enerji uzmanı çıkarılır. Başını giyotinin altına yerleştirir ve sorarlar:
-Son sözün nedir?
Der ki:
“Ben evrenin enerjisine inanıyorum, o beni kurtaracaktır.”
Giyotini indirdiklerinde boynuna birkaç santim kala giyotin durur. Halk şaşırır ve hep bir ağızdan bağırır:
-Onu serbest bırakın, evren son sözünü söylemiş ve onu korumuştur.
Böylece enerji uzmanı idam edilmekten kurtulur…
Sıra hâkime gelir, ona da sorarlar:
“Demek istediğin en son söz nedir?”
Der ki:
“Ben enerji uzmanı gibi ne evrene ne de enerjiye inanmıyorum. Ama adalete güveniyorum. Adalet… Adalet… Adalet…”
Giyotini indirirler, giyotin hâkimin de boynuna birkaç santim kala durur… Bunun üzerine insanlar tekrar şaşırır ve bağırırlar:
“Adalet sözünü söyledi, onu serbest bırakın!” Böylece hâkim de boynunun kesilmesinden kurtulur…
Sıra fizikçiye gelir. Ona da “Son sözünü söyle” derler.
Der ki:
“Ben ne evrenin enerjisine inanan bir uzmanım, ne de adalete güvenen bir hâkimim... Bildiğim tek şey şudur; giyotinin ipinde bir düğüm var ve o düğüm giyotinin tam inmesine engel oluyor.”
Görevliler giyotini kontrol edince gerçekten de bir düğüm olduğunu görürler. Düğümü açıp tekrar bırakırlar, böylece fizikçinin başı bedeninden kopar!..
Toplumdaki “düğümler” ve sorunlara işaret edip gerçekleri söylemenin acı sonuçları olabilir! Gerçeği söylemeye cesareti olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır… Gerçek kahramanlık ve onurlu hayat, boynunun kesileceğini bildiğin hâlde giyotinin ipini çözmekten geçer…
Sizi Meclis’te görmek isteriz ayrıca Harika bir yazı teşekkür ederim.
Canım Halime kızım.Seni çok seviyoruz.Her okudugum da mest oluyorum.
Hürmetlerimle Halime hanım. Gerçeği söylemeye cesareti olanlar, bedel ödemeyi göze almalıdır.