Merhaba ben Minti, Halime'nin kedisiyim. Ablam depresyonda. Battaniyenin üstünde hayatı ve insanlığı sorguluyor... Ben de fırsat bu fırsat, klavyeyi patileyeyim dedim. Önce arkadaşlara selam ederim. Aşağı mahalleden Boncuk ve Tekir'e, yukarı damdan Tırmık'a sevgiler. Sarman, seni unutmadım; bizim paspasa bir şeyler olmuş, benim üzerime kaldı, hesaplaşırız sonra! Ne diyordum? Kedi sahiplerinin aklına takılan sorular varmış; çıktım anket yaptım kendi nezdimde tüm kedi dostlarıma da sormaktayım;
Sevgili pisi,
Yalanırken aniden durup uzaklara dalarak düşündüğün şey ne?
Neden kuru mamaya burun kıvırıyorsun?
Nedir bu oyun merakı, ne zaman sakinleşip durulacaksın sen?
Ve çağın en büyük muamması: “Kedilerin kutularla alıp veremedikleri nedir?”
Kendi suyun varken, yatağın yanına gece susarım diye koyduğum sudan neden içiyorsun?
İlla senin keyfin isteyince mi seni sevebileceğim?
Her şeyi aşağı atınca ne oluyor? Anlat belki ben de seninle bir eşyaları aşağı atarım.
Neden tam uyuyacağım zaman yanıma gelip şımarıyorsun?
Niçin ve hangi cüretle mevcut kurallara uymaktansa kendi kurallarınızı oluşturuyorsunuz?
Köşebaşlarından aniden çıkmak gerçekten bu kadar keyifli mi?
Pusu kurup ayak tırmalamaktan ne anlıyorsunuz?
Görünmeyen birtakım yaratıklarla savaşıyorsunuz ya, hah kimler onlar?
Durup durup iç çekme, sağa sola ters ters bakma, kuyruğu sertçe sağa sola vurma; ne gibi bir ruh hâlini anlatıyor acaba?
Dolabın masanın üstüne çıktığında ne zaman yanından geçsem bir tane vuruyorsun, neden?
Niçin abuk sabuk yerlere, abuk sabuk bir şeyler saklıyorsunuz?
Belli saatlerde, özellikle gece, neden çıldırmış gibi evde dört dönüyor, koltuktan koltuğa koşuyorsunuz?
Neden yuvanız, yatağınız varken, sahibiniz sizin için binbir hevesle almışken, saçma sapan yerlerde uyuyorsunuz?
Kapı kapalıyken içeri girmeye çalışıp, girince dakikasında çıkmaya çabalamak da neyin nesi?
Koşarken neden aniden durup sağa sola baktıktan sonra koşmaya devam ediyorsunuz?
O mırlama sesini nasıl çıkarıyorsunuz? Ben denedim yapamıyorum…
Neden her poşet gördüğünde içine girme ihtiyacı hissediyorsunuz?
Temizlenirken bazen aniden durup “n’ooluyo lan” gibisinden sağa sola bakış fırlatmanızın sebebi nedir?
Neden canınız istediğinde ya da kendinizce uygun gördüğünüz anlarda size söyleneni anlıyormuş gibi yapıyor, sair zamanlarda seslen seslen isminizi bile tınlamıyorsunuz?
Kedinin dokuz canı vardır; üçü oynamak, üçü başıboş dolaşmak ve üçü hayatta kalmak için deniyor, doğru mu?
Köpeklerin sahipleri vardır; kedilerin personeli vardır sözü sizin hayat mottonuz mu?
İnsanları parmağınızda oynatmak, bütün kaprislerinize rağmen hâlâ delice sevilmek nasıl bir duygu?..
Halime Gürbüz'ün önceki yazıları...