Hollywood diyetleri!

A -
A +

Alt yazı -1 Pentagon'dan şifre kırma uzmanına gerek yok. Alt yazıları ya da satır aralarını okuyabilseydiniz bizim de şifreye ihtiyacımız olmayacaktı. Kollarınızı da yüreğinizi de kocaman kocaman açsaydınız; yüreğinizi dilinizde, sevginizi gözlerinizde tutsaydınız karnabahar gibi kat kat sarılsaydınız, oturduğunuz yerden çıtaları yükseltip çitlerin arkasına saklanmasaydınız, yormadan yorulmadan demek istediğimizi derdik. Anlamıyorsunuz değil mi? Ne dersin şişmanlamış mıyım?: Bana ince ve güzel olduğumu söyle. Yalancı: Güzel olduğumu tekrar et. Bir daha söyle. Yemeğin tuzu nasıl olmuş?: Bana çok güzel yemek yaptığımı söyle. Bu etek nasıl durdu üstümde?: Bana giydiğim her şeyin yakıştığını söyle. Beni özledin mi?: Beni çok özlediğini söyle. Ne düşünüyorsun?: İşte burada mantıklı bir şeyler söyle. Golü kaçıran oyuncuya iyi dileklerini, tamircinin yıllık bakımı layıkıyla yapıp yapmadığına dair endişelerini söyleme! Yalan söyle! Ama iyi bir şeyler söyle. "Seni ne kadar sevdiğimi" de... Ben de sana şifreleri söyleyeyim. Seni seviyorum: Beni seviyor musun? Bu ilişki nereye gidiyor?: Al alacaksan, gönder milleti isteteceksen, yoksa bitsin be! Hımm, benim bunu bi düşünmem lazım, çok ani oldu: 'Tamam kabul edeceğim' de... Hemen atlamış olmayayım diye şeyettim... Hah! Ben mi? Kesinlikle kıskanmıyorum: Evet kıskanıyorum! Seni kıskanıyorum: İlk defa bir erkeği elde ettim, kaybetmek istemiyorum. Özgürsün: Git de göreyim. Psikopatın kralı burada bekler seni. Konuşmamız gerekiyor: Şikayet edeceğim iki dakika otursana. Ne düşünüyorsun?(usulca): Sıkıldım. İki yorum iki analiz yap, espri yap. Ne düşünüyorsun?(yere bakarak): Hadisene yaa. Amma uzattın. Çok canım sıkılıyoo: Gel de gezdir beni. Ayy, çok şeker!: Bunu bana alsana. Ne kadar hoşmuş değil mi?: Bunu da alsana. Hayır hayatım, masraf etmeye ne gerek var?: Bununla geçiştirebileceğini sanma. Acaba... Gitsek mi?: Nolurrrrrr, gidelim! Beni seviyor musun?: Bir şey isteyeceğim. Beni seviyor musun hayatım?: Pahalı bir şey isteyeceğim. Beni ne kadar seviyorsun?: Hoşuna gitmeyecek bir şey yaptım, aldım da... Nasıl dillendireceğim? Aşk olsun (ağız büzerek en şirininden): Biraz daha uğraşacağım. Bir şeyim yok: Biraz daha ilgilen. Ya, gerçekten bir şeyim yok: Biraz daha uğraş. Hep aynı şeyler işte: Açtırma benim ağzımı! Üzgün falan değilim: Tabii ki üzgünüm seni aptal! Beni üzdün: Üzüleceksin. Bunu ödeyeceksin, zona çıkaracak kızılcık şerbeti içeceksin! Bir ses duydun mu?: Yoksa uyukluyor musun? Sen beni dinliyor musun?: Çok geç! Öldün sen. Bağırmıyorum: Bağırıyorum, çünkü bu çok önemli bir nokta. İletişim kuramıyoruz: Neden her dediğimi onaylamıyorsun ki? Öff, bu mutfak çok küçük: Yeni bir eve taşınma zamanı geldi. Yeni perde alalım diyorum: Yeni bir perde, halı, mobilya, yüz ovalini sıkılaştırıcı krem, bir düz bir topuklu ayakkabı, bir de o laleli eflatun nevresim takımını almak istiyorum. Neredesin?: Kiminlesin Garip bir kız ne bileyim: Ben bu kızın sana bakışlarını hiç sevmedim! Uzak durmazsan gözlerini oyarım. Evet: Hayır Hayır: Evet... Hayır... bilmiyorum ya! Olur: Bi düşüneyim. Bakarız: Hiç umutlanma. Bilmem?: Olmaz. Bilmiyorum (tek nefeste): Söylemeyeceğim, sorma! Bilmiyorum (tek kaş kalkık): Seni uyuz etmeye kararlıyım. Bilmiyorum (vurgulayarak): Aklıma söyleyecek bir palavra gelmedi, daha sonra tekrar sor. Neyim mi var? Bir şeyim yok: Bak hâlâ soruyor! Daha ağzından çıkanı kulağı duymuyor! Nasıl biliyorsan öyle yap: Göreceğim ben seni. Pekala!: (tartışma sonunda): Bunu sana ödetmeden önce uzun ve detaylı düşünmeye ihtiyacım var. Müsaadenle. Ve... Bir kadın "Seni seviyorum" diyorsa, gerçekte "Kalbime bir çizik attın ve bunun için seni öldürebilirim" diyordur. Ninem diyor ki; Aksayanla aksak, suya gidenle susak olma. Profesör Mualla Üzüntü bugünün faresinin yarının peynirini yemesidir. G.İ diyeti Son zamanların favori diyetlerinden biri olan G.İ, ya da bilinen adıyla glikamik diyet Kylie Minogue'un tercihi. Beslenme uzmanları, glikamik indeksi bir besinin vücutta parçalanıp glikoza dönüşme hızı olarak tanımlıyorlar. Besin ne kadar hızlı parçalanırsa, G.İ de o denli yüksek oluyor. Eğer az yağlı gıdalar ve bolca karbonhidrat tüketiyorsanız, insülin direncinden muzdaripsiniz. Bunun anlamı, vücudunuzun kanda bulunan insüline artık cevap vermediği ve bu nedenle besinlerin iyi parçalanmayıp kilo almaya sebep olmasıdır. Bununla savaşmanın yolu ise düşük glikamik indeksli besinler tüketmekten geçer. Çikolata, patates, pilav, ekmek gibi yiyecekler yüksek, 'sağlıklı' kabul edilen elma gibi yiyecekler ise düşük glikamik indekse sahip. Düşük glikamik endeksli bazı besinler şöyle: Brokoli, şekersiz çay, yoğurt, fıstık, yumurta ve zeytinyağı. Atkins diyeti Renee Zellweger ve Britney Spears Atkins diyetinden yana. Atkins diyeti, fazla karbonhidratın vücutta fazla miktarda insülin üretimine ve bunun da açlık ile kilo alımına sebep olduğu fikrine dayanıyor. Bu nedenle günde sadece 15-60 gr karbonhidrat alabiliyorsunuz. Bu; makarna, ekmek ve meyveyi kapsıyor. Çoğunlukla, yumurta, et ve peynir gibi protein ve yağla besleniyorsunuz. Uygulamak zor; çünkü ekmek, patates gibi nişastalı besinleri yememeniz gerekiyor. Kilo verebilirsiniz ama fazla miktarda yağlı ve proteinli yemeniz, kalp ve böbrek hastalıklarına yakalanma riskinizi artırır. Karbonhidrat almamak, vücudun keton üretmesine de sebep olur. Bunlar kana karıştığında, başağrısı ve dönmesi, kabızlık, ağız kokusu gibi semptomlara sebep olabilir. Karbonhidratlı besinler B vitamini yüklü olacağından, vitamin takviyesi yapmak zorunda da kalabilirsiniz. Zone diyeti Sandra Bullock ve Madonna formlarını zone diyetine borçlular. Proteince zengin, karbonhidratça düşük bu diyet, açlık hissini azaltıp kilo vermeyi sağlıyor. Bu diyette besinler, vücudun insülin üretimini önemli oranda etkileyen bir uyuşturucu gibi görülüyor. Eğer insülin seviyeniz hareketliyse, bu; ruh halinizi, hislerinizin keskinliğini ve kilo alıp vermenizi etkiler. Zone diyetinde, günlük aldığınız enerjinin yüzde 40'ının karbonhidratlardan, 30'unun proteinden ve 30'unun da yağdan gelmesi gerekiyor. Eğer tüm öğünlerde bu ölçüleri uygulayabilirseniz, vücudun üst seviyede performans göstermesini ve dolayısıyla da maksimum kilo verme ve enerji halini sağlamış oluyorsunuz. Hem bol protein içeren besinler yediğiniz, hem de aldığınız kaloriyi azalttığınız için kilo vermeniz mümkün. Ancak az karbonhidrattan dolayı egzersiz zorlaşabilir. Kan grubu diyeti Bu diyetin takipçileri arasında Liz Hurley, Courtney Cox ve Martine McCutcheon yer alıyor. Diyet kan gruplarına göre uygulanıyor. 4 ana kan grubu var ve bu diyete göre her grubun kendine has bir beslenme şekli var. Bunu uyguladığınızda kilo veriyorsunuz ve sindirim de etkinleşiyor. Bunun sebebi her kan grubunun içeriğindeki bazı bileşenlere tepki veren gıdaların olması. Yememeniz gereken besinlerin listesi olduğu gibi, sizin için iyi olan besinlerin de bir listesi var. Bu diyet, her tür besini, hiçbir mantıklı sebebe dayanmaksızın liste dışı bırakıyor. Örneğin kan grubu A olanların asla muz yememesi gerekiyor ki; muz pek çok diyetçinin en sevdiği gıdalardan. Bu nedenle gayet dengesiz ve besleyici gıdalardan eksik bir diyete dönüşebilir. Farklı kan grupları farklı menüler demektir, bu sebeple zahmetlidir. Diyetin kısıtlamaları kısa zamanda sizi sıkacaktır. WeightWatchers Catherine Zeta Jones'un uyguladığı WeightWatchers'ın felsefesi, insanların yeme alışkanlıklarını değiştirip sağlıklı beslenmelerini sağlamak. Düzenli grup toplantıları sayesinde diyetçiler yeme konusundaki davranışlarını nasıl değiştirebileceklerini öğrenip, aynı zamanda da gruptan destek almış oluyor, onların deneyimlerinden faydalanıyor. WeightWatchers bir puan sistemine göre çalışıyor. Buna göre her besin; içerdiği kalori, yağ ve lif oranlarına göre puanlandırılmış. Diyeti uygulayan kişiler günde belli bir miktar puan alma esasına göre besleniyorlar. Bu durumda istediğinizi yemek gibi bir şansınız oluyor. Grup desteği, diyete sosyal bir özellik kazandırıyor. Bu diyet sizi besinler ve farklı besinlerin nasıl sağlıklı bir beslenme programı oluşturacağına dair sizi bilgilendirir. Bu sebeple de uzun vadeli kalıcı sonuçlar elde etmeniz mümkün. Ayrıştırma diyeti Model Sophie Dahl, Liz Hurley ve Jennifer Aniston zayıflamasını bu diyete borçlu. Buna göre, vücut bazı besin kombinasyonlarını iyi bir şekilde içine alamadığından, bunları aynı öğünlerde yememek gerekiyor. Mesela proteinlerle karbonhidratları bir arada tüketmiyorsunuz. Böylece kilo veriyorsunuz ve bunun sindirime de yararı dokunuyor. Bu diyette yüzde 70 sebze ve meyve, yüzde 30 makarna ve pilav gibi karbonhidratlardan almak gerekiyor. Ayrıca küçük miktarlarda hayvansal protein de yiyebiliyorsunuz. Ama süt ve süt ürünleri yasak. Kilo vermeniz muhtemel, çünkü sebze ağırlıklı besleniyorsunuz. Bu diyet, öğünlerinizi önceden planlamanızı ve bir yemek programınızın olmasını da sağlıyor. Sadece protein ya da sadece karbonhidrat içeren bir öğün sizi tatminsiz bırakıp, daha fazlasını yeme isteği uyandırabilir, özellikle buna dikkat etmelisiniz. İstikrar çok önemli Zayıflamaya karar verip bir diyet uygulamaya başladığınızda, ilk haftalar özellikle moral vericidir. İşin başında olduğunuzdan, motivasyonunuz en yüksek noktasındadır. Bu sebeple diyet yapmak zor gelmez. Bir de buna ek olarak, kiloların birer ikişer üzerinizden akar gibi gittiğini görünce keyfiniz iyice yerine gelir. Ancak her diyette, kilo verilmesinin yavaşladığı veya durakladığı dönemler olur. Bunun sebebi, vücudun diyete direnç göstermesidir. Beslenme listenizi aynı titizlikle uygulamaya devam etmenize, egzersizi sürdürmenize rağmen, tartının ibresi bir türlü yerinden oynamak bilmez. Kilo vermenizin duraklama döneminde bunları uygulayın: Su içmeye devam edin. Mezurayla vücudunuzu ölçün. Kilo kaybı olmasa bile, inceliyor olabilirsiniz. Egzersizlerde değişiklik yapın. Porsiyonları küçültün. Kalori azaltın. Metabolizmanızı hızlandırın. Ecza dolabı özen ister Her evde ve işyerinde içinde gerekli alet ve ilaçların bulunduğu bir ecza dolabı şart. Ancak ecza dolaplarının birtakım özelliklere sahip olması ve sürekli olarak mevcut ilaçların kontrol edilerek, sağlık riski oluşturmaması gerekiyor. Ecza dolabı kilitlenebilen cinsten olmalı ve serin, kuru bir yerde çocukların kolaylıkla uzanamayacakları yükseklikte durmalı. Ecza dolabının içi düzenli olmalı; aranılan ilaç kolayca bulunabilmeli. Bir ecza dolabında bulunması yararlı olan şeyler şunlardır: Hasta tedavisi için gerekli malzemeler: Derece, küçük bir makas, pens, damlalık, muşamba, termofor, lavaj için gerekli araç-gereç, çengelli iğne. Sargı araç-gereçleri: Çeşitli sargı bezleri, bantlar, çeşitli ölçülerde gaz bezi, pamuk, flaster, kan durdurmak için kullanılan turnikeler, üçgen şeklinde sargı bezleri. Dıştan kullanılacak ilaçlar: Batikon veya zefiran gibi dezenfektan maddeler, 70 derecelik alkol, dezenfekte için ilaçlar, oksijenli su, çeşitli merhemler, talk pudrası vb. Diğerleri: Ağrı kesici ilaçlar, sakarin, karın ve mide gazları için ilaç, müshil, sülfamitler vb. Çok yönlü fondöten... Hafif formülü ile cildinize maske etkisi yapmadan tüm kusurları kapatan FlorMar nemlendirici fondöten; içeriğindeki E vitamini ve UV filtresi ile nemlendirici ve koruyucu bir etki bırakıyor, canlı ve sağlıklı bir görünüm kazandırıyor. Yaşlanma etkilerine karşı da koruyan fondöten, yenilenen kokusu ile 4 farklı seçenek sunuyor. Rengarenk ayakkabılar 2004'ün en dinamik koleksiyonlarından birine sahip Skechers'ı 7 gün 24 saat rahatlıkla giyebilir; renkli modelleriyle baharda canlı bir görünüme sahip olabilirsiniz. Kaymaz özel tabanı ve esnek yapısıyla güven veren Skechers'lar, düz renk üzerine parlak renkli bağcıkları bütünleştirerek farklı bir trend oluşturuyor.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.