İki çay çek!

A -
A +

İki çay çek öğretilerinin kurucusu Hintli guru Çaykaşhihi dün İstanbul'a geldi. Ünlü guru, havalimanında aralarında ünlülerin de bulunduğu on binlerce çay tiryakisi tarafından poşet çay sallanarak karşılandı. Çaykaşhihi, yıllarca Seylan'da inzivaya çekildi, Japonya'da çay seremonileri düzenledi fakat bunlar ona hiç yetmedi. Ancak aşka yakışan dem rengi, kendisini tuttu Rize'ye getirdi. Otuz sene çay tarlalarına yattı, yaprakları yoldu, kokladı, kimisini çiğnemeden yuttu, bayılana kadar ustasının "Ayaktayken çay versene" disiplinine tabi oldu. Ve nihayetinde "İki çay çek felsefesini" oluşturdu. Tüm çay severleri tek bir şemsiye altında toplamayı amaç edinen ünlü guru Çaykaşhihi, çay içim tekniğinden tiryaki gruplarına kadar felsefesinin detaylarını Pembe Zamanlar'la paylaştı. *** İki çay çek felsefesi, bedenin demli bir çayla arınmasıdır. Mahmur bakışların, homurdanan demliğin hırçınlığında direnmesidir hayata. Bu, Çaybar Dağı eteklerinden fisto nezaketinde salınıp gelen onurlu bir felsefedir! Çünkü çay, kimseye muhtaç bırakmayacak ucuzlukta onurlu bir içecektir... Ve çay, bardakta içilir! Bardak ağzına yakın kısmından baş ve işaret parmaklarıyla mütenasip bir "C " yapılarak kavranır. Diğer parmaklar ankastre basamak stiliyle birbirlerine temas etmeksizin aşağıya sıralıdır. Serçe parmak ise denge amaçlı havalanarak açı alır. Parmağı kasmayın, rahat ve dengeli tutuş için bu açı şart. ...İçim esnasında dudaklar büzülür. Afedersiniz de "Höörrt" diye çekilmez yudum! Evvela kaçamak bir nefesle taze demin rayihası genize çekilir, eyleşmeden bir yudum alınır, bir an ikisi kaynaşır ki peşinden çay yutulsun. Yutun, Afiyet olsun... ... Canlı bomba tiryaki: Çaysamıştır. Çay içip kendine gelememiştir. Zihinde "Necefli Maşrapa" ekrandadır. Sinir hücrelerinin sadece cüzi bir kısmı -ki o da omurilikte- düzgün çalışmakta ve hâlâ çay bulamamış ise... O artık bir canlı bombadır! Bu psikolojideki bir çay tiryakisine "Tek çay tabağım altı aydan başlar!" tarzı uyarılar işe yaramaz. Ocakçının "Altına yeni su çektim, az bekle" cümlesine tepki, döne döne surata patlayan terliğin görünen numarası olacaktır. Sadece çevreye değil kendine de zarar verebilir. Evdeki çay stoklarını teftiş etmeme gafletiyle gecenin bir yarısı çaysız kalması halinde tehlikelidir. Mesela abuk sabuk otları demleyip içmeye kalkarken zehirlenebilir. Her yuvarlak cismi diyafon niyetine dürtüp "Buraya iki çay, biri duble olsun" diyebilir. Ve en fenası "Haydaa" diye nara atarak yere yığılabilir... 65 model Şevrole tamponu çizen ne gördüm ne de duydum. *** Püsür tiryaki: Top bıçaklamak için camda bekleyen yaşlılar kadar gıcıktır bunlar. Kendileri, muhtemel bardak kirine, hizalanmamış dudak payına, çay çöpüne tepki duyarlar. Melamin çay tabağının altındaki kabartma baskıya illa ki bir dokunur, bardağı ışığa tutarlar. Bunlar, şüphecidir. Her an için suratınıza "Peki bayan Rottenmeier, ayın beşinde neredeydiniz?" tarzı sorular sorabilecekmiş gibidir. Her yudumdan önce bir tur karıştırırlar. Çay kaşığıyla dipte savrulan yapraklara ve erimeye çalışan şekere, tanımlayamadığı cismi sopayla dürtenler benzeri hareketlerde bulunurlar. "Karıştırma oraları!" diyesin gelir, insanı çay keyfinden bezdirir. Popstar olunca öne gelip hepsini öpeceğim bunların, unutturmayın... ...Çok yaptık yalanı, haftaya kalsın kalanı. > Ninem diyor ki: Kargaya sormuşlar: "Kim güzel?", "Anasının kara bacaklısı" demiş. > Profesör Mualla: Aşk yokuşunda çıkarken baş döner, inerken gönül bulanır. > Halime Gürbüz ----------------------------- >> Cildiniz kişiliğinizin aynası > Düzgün ve yumuşak: 'Bebek cildi gibi' diye tanımlanan bu cilde sahip olan kişiler, başkalarına çok güvenir. Sadık ve hoş sohbettirler. Çabuk rencide olurlar. Alaya hiç tahammülleri yoktur. Kişilikleri gergin olduğu için kendilerini tutamayıp ağladıkları çok olur. Başkaları tarafından ciddiye alınmamak veya dalga geçilerek küçük düşmek en büyük korkuları arasındadır. > Düzgün ve sıkı: Gergin görünen parlak renkli cilt, ince bir yaradılışın göstergesidir. Böyle kişiler genellikle kültürlü olur. Güzel şeylere aşıktırlar. Kargaşadan nefret ederler. Titizdirler. Sanata eğilimlidirler. Güzelliğe o kadar hayrandırlar ki, kadife, dantel, mücevher gibi şeyleri veya beğendikleri herhangi bir eşyayı sadece okşamak bile onlara zevk verir. Yaradılışlarında reddedilmez bir asalet vardır. > Kaba: Cildi kaba, gözenekleri açık olan kişilerin saçları serttir. Yüz hatları da kaba olur. Hal ve tavırları beceriksizdir. Sözlerinde de bir dobralık, hatta patavatsızlık sezilir. Dinamik ve kudretlidirler. Giyimlerine pek aldırış etmezler. Bir gömleğin kırışık olması, kravatın kostüme uymaması ya da ayakkabının boyasız kalması onlar için önemli değildir. Yüksek sesle konuşur ve gürültülü kahkaha atarlar. İçleri neyse dışları da odur. Mücadeleci ve dayanıklıdırlar. > Kaba ve kalın: Cildi kaba, kalın, ve sımsıkı olan bir insanın genellikle sonsuz bir hayat kaynağı vardır. Böyle bir insan harekete geçtiği zaman etrafındakileri adeta huzur içinde bırakan parlak başarılar kazanır. Bu insanlar tatlı dil ve güleryüzden pek anlamaz. Onun için başa geçtikleri zaman da elemanlarını güzellikle yola getirmek akıllarına gelmez. > Yağlı ve esmer: Görünüş itibariyle düzgün, sıkı, renk itibariyle esmer olan yağlı cilt ekseriye iyi karar vermesini bilen insanda bulunur. Böyle bir insan daima tedbirli ve ihtiyatlı olarak hareket eder. Herhangi bir işi iyice tahlil ve tetkik etmedikçe üzerine almaz. Hareketlerinde ne derece ağır ve tedbirliyse, sözlerinde o kadar düşüncesizdir. Yakınlarıyla konuşurken sözlerine hiç dikkat etmez. Onları çoğu zaman kırar. Herhangi bir yenilik onu ürkütür. Daima kendi istediği olsun ister. İşler kendi arzusuna göre olmadı mı canı sıkılır, hatta sinirlenir. > Kara sarı cilt: Bilhassa vücudu ve boynu cildi kara sarı renkte olan insanlar, karamsardır. Pek fazla enerji sahibi olmadıkları için daima yorgun ve isteksiz olurlar. Bununla beraber ne yapmak istediklerini bilir ve ona göre harekete geçerler. Etrafındakilere etki etmesini iyi becerirler. Sakindirler. En olmadık ve önemli vaziyetler karşısında bile sabırlarını kaybetmezler. Çok zaman onların bu sakin, tedbirli temkinli halleri etrafta soğuk olduklarına dair bir fikir oluşturur. Bunlar bilhassa uzun zaman süren, hafıza ve dikkat isteyen işler için biçilmiş kaftandır. > Kadın ve erkeğin farklılıkları... * Kadınlarda konuşma yeteneklerini yönlendiren merkez beynin sol tarafında yerleşmiş olarak bulunuyor. Erkeklerde ise bu yetenekler beynin ön ve arka kısımlarında dağılmış olarak konumlanıyor. Bu nedenle kadınların konuşma yetenekleri erkeklere göre daha gelişmiş. * Kadınlarda duygusal tepkiler beynin her iki yarım küresinde oluşuyor. Erkeklerde ise bu merkezler sadece sağ yarım kürede bulunuyor. Erkek bu nedenle duygularını daha zor ifade edebiliyor. * Kadın beyni iyi bir müzisyen olmak için çok elverişli. Armoninin sağlanmasındaki yumuşaklık kadın beyninin güçlü yanları. * Kadınlar yabancı bir dili daha kolay öğreniyor, ana dillerini de daha iyi kullanıyor. Kekemelik erkeklerde daha sık görülüyor. * Kadınların işitme yetenekleri daha gelişkin, seslere karşı daha hassas. Ses tonundaki çok ufak değişiklikleri bile hemen anlayabiliyorlar. * Kadınlar ekşiye daha duyarlı, tatlılara daha fazla oranda ihtiyaç duyuyor. Erkekler ise tuzlu maddelere daha hassas.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.