La Fondöten'den masallar

A -
A +

Güzel yıkamıyor diye bulaşık makinesi kullanmayan, çay bardaklarını ayda bir çamaşır suyuna yatıran, dere kenarında külle çamaşır ovalayan, yer bezini cama, cam bezini toza bulamayan anaların ayak izlerini taşıyan topraklardandı. Bayılırdı temizlik malzemelerine. Markete gidince hepsini alası, karıştırası, köpürtesi ve tek bir baloncuk içinde anlamsız daireler çizesi gelirdi. Mevsim güze, o ise İstanbul'a dönmüştü. Dönmüştü dönmesine ama evi de toza kire gömülmüştü... Eskimiş ayları kırpıp kırpıp yıldız, tülleri kesip kesip bulaşık süngeri, sünmüş baba atletlerinden yer bezi yapan ataların çocuğuydu o... Böyle kir pas içinde yaşamazdı! Silmek, ovalamak, parlatmak, şakır şukur balkon yıkamak, viledayla raks etmek, sildiği cama hohlayıp hohlayıp, onun buğusunda kaybolmak istiyordu. Saftı, temizdi... Piyasa hareketliydi. İki gün iki gece temizlik için birini aradı. Eşe dosta haber saldı, sayısız telefon görüşmesi yaptı. İki hafta sonrasına gün veriyorlardı. Duyan da SSK'da ameliyat olacak zannederdi. Ama ona, acil müdahale gerekti! Rüyasında evi, köyü 'cif'liyordu. Elinde bir bulaşık teli sokak kapısından başlıyordu ovalamaya. Hayır olsun inşallah. Telleye telleye sokağı bitiriyor, yan mahalleye süpürmeye geçiyordu. Elektrik süpürgesinin kordonu nasıl yetişti ki oraya? Rüya işte... Tam durulama suyuna geçecekti. Aaa! Persil Adam çıktı karşısına!? "Basma!" dedi! "Daha yeni süpürdüm!" Ak sakallı Persil Dede döndü ve; "Bak kızım, durulama suyuna bir kapak çamaşır suyu, biraz da süzme yoğurt..." Tam da hijyene son noktayı koyacak tarifi alacakken uyandı... Sağır Sultan haber salmıştı. "Gitsin tren istasyonunda beklesin. Temizlikçi kadın gelecek!" Mutlu son Göz göze geldiler. Kanı oracıkta kaynadı Akgül'e. Baygın bakışlarında deterjan ve çamaşır suyu kokularının verdiği yıllanmış sarhoşluk saklıydı. Aaaah ah... İttirmedi. "Gaarç" diye koltuğu itip parkeyi çizmedi. "Ailecek biz bu işi yapıyoruz" dedi. Soyu Toros dağı eteklerinde Ballerina Ciflere dayanıyordu. Hatta eski Türk filmlerinde "Beyim bahçede Gulyabani" var diyen bacı kalfa eniştesiydi. Ya da öyle bir şey işte... Büyükannesi bir yıldızdı. Bir gün gökyüzünde kaydı. Kimse dilek falan tutmadı tabii. Kimse tutamadı! Beşinci katta cam silerken ayağı kayınca... Kovasıyla birlikte gömüldü, mezar taşına "Bana bez verin" yazıldı. Ruhuna bir kasa tuz ruhu dağıtılmıştı. Ben onun yalancısıyım. Akgül, elektrik süpürgesini tek elle kullanıyordu. Manevralar şahaneydi, yoktu hiçbir yere darp izi. Çaydanlıkları ovalamış, evi dip köşe arıtmış, tek bir parmak izi bırakmamıştı... Halıları bile sildi, tüylerini aynı yöne yatırdı. Kedinin de... Deterjanların formüllerini ezbere biliyordu. İnan ki bak. Esas kız çok mutluydu. Akgül, esas kızı uçan tozdan sakındı. Ona başucunda kitap okudu, terini sildi... Buralar abartılı oldu sanki... Masal mutlu sonla mı bitti? Hayır! Akgül, Atilla İlhan'ın kadınları gibi zaten hiç yoktu ki... Gerçek kesit "Kafan ne renk?" diye sormuş olduğundan esas kızı tanımakta zorlanmadı. Esas kız da onu... "Siliyorum, ovuyorum, yağlar kirler çıkmıyor!" diye sızlanma potansiyeline sahip tek ifade onun suratındakiydi. Ancak esas kız ona mecburdu. Ürkütmemeye çalıştı, zor bulmuştu. Sigarasını hemen aldı geldi, bir dediğini iki etmedi, iş kalitesini görmezden geldi. Muhtemelen İngilizdi. Çünkü beş çayına pek bir titizlenmişti. Onu yaptın mı? Unuttum valla... Bunu sildin mi? Görmemişim be anam. Bu ne? Sende de ne göz var ama ha. Vileda'yı keşfedene minnettardı. Suya bandı sildi, bandı siler gibi yaptı. Çeri çöpü halının altına sakladı. Esas kızın yazılarını, sözlüğünü, gözlüğünü, o iki parfümünü nereye sakladığı ise hâlâ bilinmiyor... Esas kız mı? Elinde bir süpürge tren istasyonunda dolanırken görenler olmuş. Ne bileyim... Ninem diyor ki: Kelle sağ olsun da külah bulunur. Profesör Mualla: Sevgi sadece büyümesi durduğunda yok olur. Depresyonu yenin Bahar mevsimiyle birlikte artan depresyon, tamamen olumsuz düşüncelerin sonucudur. Halbuki bu düşüncelerden arınıp, onlara karşı alternatifler geliştirerek depresyonun üstesinden gelebilirsiniz. Yaşama zevkinin ve etkinliklere karşı ilginin azalması, her gün uykusuzluk veya aşırı uyuma, kilo kaybı veya kilo alınması, değersizlik veya aşırı suçluluk duyguları, düşünme ve konsantrasyonda azalma, alınganlık, tepkisellik, saldırganlık, her lafa karışma veya bitkinlik, tembellik, ilgisizlik, enerji kaybı, hatta intihar etme düşünceleri... İnsanın varolduğu günden bugüne en büyük psikolojik problemlerinden birisi şüphesiz bu belirtilerle ortaya çıkan depresyon. Kadınlarda daha çok görülen bu rahatsızlık; aslında olayların hep olumsuz yanlarını görmekle gelişiyor ve buna adapte olan beyin, hiçbir olumlu gelişmeyi göremiyor. Tedavide bunun önemine değinen uzmanlar, 'yarısı boş bardak' yerine 'yarısı dolu bardak' mantığıyla olayları idrak etmenin depresyonu yenmekte etkili olduğunu vurguluyor. Kendinize yardım edin Depresyonu yenmek için ilk önce insanın kendisinin çaba harcaması gerekir. Her olumsuz düşünce için bir olumlu düşünce geliştirin. Negatif değil pozitif bakış açısı olan insanlarla ilişki kurun. Bu insanlar sizin moralinizi yükseltirler. Dikkatinizi kendinizden uzaklaştırmak için başkasına yardım edin. Her gün fizik egzersiz yapın, sadece yürüyüş olsa bile. Farklı bir şey yapın. Yeni bir yere gidin, yeni bir restaurant deneyin. Yeni bir projeye başlayın. Zor olmasına gerek yok ama mutlaka eğlenceli olmalı. Eğleneceğiniz ve kendinizi ifade etmenize izin verecek bir şeyler yapın (örneğin; yazı yazma, resim yapma). Aktivitelere katılın Gevşemenize yardım edecek bir şeylerle meşgul olun. Kitap okuyun, ılık bir duş alın, egzersiz yapın. Kendinize erişilmesi güç amaçlar koymayın ve büyük sorumluluk almayın. Büyük işleri parçalara bölün, öncelik sırasına göre ve yapabileceğiniz kadarını yapın. Kendinizden beklentileriniz çok büyük olmasın. Başka insanlarla birlikte olmaya çalışın, yalnız olmaktan daha iyidir. Kendinizi daha iyi hissedeceğiniz aktivitelere katılın. Hayatınızla ilgili önemli kararlar almayı (iş değiştirme, evlenme, boşanma vb.) iyileşinceye kadar erteleyin. Başkasına yardım ederken... Depresyonda bir yakınınıza yardım edebileceğiniz en önemli konu onun uygun teşhis ile uygun tedavisinin uygulanmasını sağlamaktır. Bu, yakınınızın doktordan randevusunu alıp, gitmesini sağlamakla başlayabilir. Ayrıca yakınınızın ilaçlarını alıp almadığına da dikkat etmelisiniz. Depresif kişiyi tembellikle ya da hastalık numarası yapmakla suçlamayın. Bu tür davranışları tedavi ile zamanla daha iyi olacaktır. Duygusal destek önemlidir. Bu anlayış, sabır ve kabullenmeyi gerektirir. Onu konuşmalara dahil edin, dinleyin. Gerçeklere dikkat çekin, ümitli olun. İntihar uyarılarını dikkate alın ve hekime bildirin. Depresif yakınınızın aktivitelere, yürüyüşlere vb. davet edin. Reddettiğinde kibarca ikna etmeye çalışın. Ama zorlamayın, depresif kişi iş birliğine ve yönlendirmeye ihtiyaç duyar, ancak ağır beklentiler başarısızlık hissini artırır Makyajda merak edilenler * Doğru fondöten nasıl seçilir? Ten renginize en yakın olan tonu seçin. Fondöten seçerken eğer makyajlı değilseniz rengi alın ortası veya çene ucunuzda; makyajlı iseniz elinizin üstünde deneyin. Kullandığınız fondötenin yapısı cilt tipinize uygun olmalı. Cildiniz normal veya karma ise sıvı ve hafif yapıda olanları; kuru ise krem yapıda olanları seçmelisiniz. Fondötenlerinizi mümkünse güneş koruma faktörü içerenler arasından seçin. * Hangi renk rimel sürmeliyim? Bu seçim aslında makyajınızda arzu ettiğiniz sonuca göre değişir. Genellikle göz rengi temel alınsa da, bu tamamen elde etmek istediğiniz makyaj tarzına bağlıdır. Eğer gözlerinize ışıltı vermek ve göz makyajınızı daha belirgin hale getirmek istiyorsanız, göz renginiz ne olursa olsun siyah renk rimel kullanmalısınız. * Rujun kalıcılığı nasıl artırılır? Dudaklarınızı pudralayarak işe başlayın. Daha sonra rujunuzla aynı tonlarda bir dudak kalemiyle dudak çevrenizi hafifçe belirginleştirin. Çizgiyi daima dudak dışından başlayıp ortaya doğru çizin. Dudak çevrenizi düzgünce belirledikten sonra, aynı dudak kalemiyle dudaklarınızın tamamını doldurun. En son rujunuzu sürün, eğer rujunuzu bir fırça ile uygularsanız daha kalıcı olacaktır. Rujunuzu uyguladıktan sonra bir kağıt mendille fazlasını alın ve rujunuzu yeniden sürün. Oldukça kalıcı olduğunu göreceksiniz.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.