Çetin'le Hande, Boğaz manzaralı bir restoranda yemekteydiler. Hande dalgın bir halde çatalıyla oynuyor, Çetin ise hayran bakışlarıyla onu izliyordu. -Kaçan kovalanır sözü ne kadar doğruymuş, diye iç geçirdi Çetin. Fakültede iken sana âşık olan bendim. Sinan seni umursamıyordu bile. Oysa sen hep onun peşinden koştun. Hâlâ da koşuyorsun. O ise kaçmaya devam ediyor. Kaçtıkça değerleniyor... Hande tebessümle başını kaldırıp Çetin'e baktı: -Demek, fakültede iken bana âşıktın... Şimdi değil misin sanki? Çetin omuz silkerek sitemkâr bir eda ile söylendi: -Ne fark eder ki... Sen "bay doğru"nu bulmuşsun nasıl olsa! Hande, Çetin'in masanın üzerindeki elini tuttu: -Sen benim en iyi arkadaşımsın Çetin. Bana Sinan'dan daha yakınsın. İnan seni hiç kimseyle değişmem. Çetin heyecanla Hande'nin elini tutan eline baktı. Sonra, baş parmağı ile bu dokunuşa cevap verdi... *** Vakit öğleyi geçmişti. Sevgi ile Sinan'ın ailesi hastane koridorundaki koltuklarda oturmuş, bir yandan doktorun çıkmasını bekliyor, bir yandan da birbirlerini tanımaya çalışıyorlardı. -Annemin adı Nebahat, babamın adı Mümtaz, ben de Şeyma, dedi genç kız. Sevgi tebessümle kıza baktı. Buğulu, yeşil gözleri vardı. Sevimli bir kızdı. -Senin Şeyma olduğunu tahmin etmiştim. Sinan o kadar çok bahsetti ki sizlerden. -Ama bize senden pek bahsetmedi yenge. İsmini öğreninceye kadar neler çektim. Ne zaman sorsak, sürpriz diyordu. Sevgi iç geçirdi: -O sürprizi bu akşam yapacaktık ama... Ne yazık ki tanışmamız hastane koridorlarında kısmet olacakmış! Sinan'ın annesi başörtüsünün ucuyla gözyaşını silerek sessizce söylendi: -Yavrum, Sinan'ım. Rabbim seni bana bağışlasın güzel oğlum benim. Kim bilir ne haldesin şimdi... -Kaza nasıl oldu kızım? diye sordu Sinan'ın babası. Sevgi ellerini de kullanarak heyecanla kaza anını anlatmaya başladı. Sanki o anı yaşıyor gibiydi. -İskelede buluşacaktık. Birbirimizi uzaktan gördük. Sinan, sevinçle bana doğru koşmaya başladı. Ben de ona doğru... Hani bazı filmlerde olur ya, işte öyle. Birden... Birden ayağı kaydı ve... Allah'ım! Kafasını çok kötü çarptı zemine. Kendini kaybetmişti. Başından kan akıyordu. Onu kucağıma aldım. Ambulans gelene kadar sürekli konuştum şuurunu açık tutmak için. Ama o bir daha hiç kendine gelemedi. Sevgi ağlamaya başlayınca Şeyma onu kendine çekerek sarıldı... > DEVAMI YARIN