- Popüler figürleri rol model almayın; dürüst, sıradan ve çalışkan insanları örnek alın.
- Hayattaki tehlikeli kestirme yollardan uzak durun, zira dijital çağda her eylem kayıt altına alınır.
- Genç yaşta yüksek ve ağır sorumluluklar üstlenmekten kaçının; bu, hem sizi ezebilir hem de gelecekteki itibarınızı tüketebilir.
Medyada yer alan, toplumun ekran başında izlediği insanlar ciddi bir imtihandan geçiyor. Her gün çok sayıda popüler insanın demir parmaklıklar ardına gidiş haberlerini alıyoruz. Toplum için travmatik bir durum.
Daha da ilginci daha gözaltındayken bir anda kanalizasyon borusu patlar gibi etrafa o kişiyle ilgili doğru / yanlış bilgiler, ifşaatlar saçılıveriyor. Meslektaşları bir anda konuşmaya başlıyor. Şunu da yapmıştı, bunu da etmişti diye. Bunların da hangileri doğru, hangileri yalan, yine bilmiyoruz.
Bunu günlerdir düşünüyorum. Arkasında ne var bunun diye. Toplum bunu neden bu kadar kolay satın alıyor.
Belki de sebebi şu. Özellikle de toplum önünde çok düzgün, çok temiz profiller çizen insanların arka planda, özel hayatında aslında o kadar da düzgün, temiz profiller olmadıklarını görmek istiyoruz. Çünkü bizler, her birimiz, yani toplumu oluşturan insanlar da tam olarak göründüğümüz gibi değiliz.
Haberleri izlemeyecek miyiz? Ortaya dökülen iddialardan rahatsızlık duymayacak mıyız? Elbette duyacağız.
Ama peşin hükümde bulunmanın faydası yok. “Kesin yapmıştır” demekle “Asla yapmamıştır” demek arasında yanlışlık bakımından hiçbir fark yok. Gizli gizli keyif almayacağız birinin düşmesinden. Bize yakışmayan bu.
Medyadaki, spordaki, siyasetteki insanların yozlaşmalarına millet olarak çok şaşırıyoruz ya, ben de en çok buna şaşırıyorum. Komşumuz yozlaşınca, onun gazetede editör olan oğlu nasıl yozlaşmayacak? Dayımız tartısına hile katıyorken dayımızın futbolcu oğlu nasıl sanal bahisten, yasa dışı kumardan bigâne kalacak.
Bu demek değil ki bunları normalleştirelim. Ama ünlü biri için anormal gördüğümüz şeyi ünsüz, kapımızdan geçen, dükkânını açarken selam veren diğer insanlar için normal görmeyelim.
Gençlere dersler
Gençler bu yaşanan olaylarda çıkarılacak çok dersler var.
1- Kimi rol model alacağınızı bilin
Ekranda gördüğünüz, size rol model olarak sunulan hiç kimseyi kendinize model almayın. O insanların parıl parıl parladığı ışıl ışıl TV dekorlarının arkalarının sunta olduğunu, o şık masaların strafordan yapıldığını unutmayın. O mesleklerin ne denli kaygan zemin olduğunu lütfen unutmayın.
Kendinize rol model seçecekseniz, helalden hiç sapmadan, bileğinin gücüyle akşama kadar kan ter içinde kalıp akşam sıkı sıkıya tuttuğu ekmeği ve bir elindeki poşetiyle evine gidip evlatlarına babalık yapan sıradan bir adamı seçin. Ondan daha büyük kahraman yok bugün.
2- Kestirme yollardan kaçın
Hayat her zaman size kısayollar sunacak. Bunların bazıları çok tehlikeli, uçurum kenarı patika yollar olacak. “Herkes yapıyor” diyecekler. “Bunu yapmazsan bugünün şartlarında ayakta kalamazsın” diyecekler. “Yapanlara hiçbir şey olmuyor” diyecekler.
Görüyorsunuz. Teknoloji çağındayız. Nûr Sûresi 23. ayette Yüce Rabbimiz “Yapmış olduklarına, dilleri, elleri ve ayaklarının, aleyhlerinde şahitlik edeceği gün” buyuruyor. O gün daha gelmeden öyle bir zamana geldik ki, kendi yazdıklarımız, kendi telefonumuzdaki uygulamalar, fotoğraf ve videolar, kendi evimizdeki, iş yerimizdeki kameralar şahit oluyor. Ve sadece ahiretiniz değil, dünya hayatınız da berbat oluyor.
3- Erken yaşlarda görev altında ezilmeyin
Erken yaşta bazen fırsatlar gelecek önünüze. Çok hızlı yükselme fırsatları. Ya da siz isteyeceksiniz. Başkasının 50 yaşında yaptığını 40 yaşınızda yapmak müthiş haz verecek size. Ama erken alınan görevler çok büyük imtihan.
Ben çok erken yaşlarda gençlerin önünde kendimi bir rol model olarak buldum. 25 yaşımda Yılın Genç Girişimcisi ödülünü almıştım ve kısa sürede bir milyondan fazla gence konuştum. O süreçte ülkenin her alanda en önemli isimleriyle muhatap olmaya başladım. Televizyon programı yapmaya başladım. Ama televizyoncuyum hiç demedim. Televizyoncuların ortamlarını da hiç sevmedim, benimseyemedim. Çünkü özümde esnaflıktan hiç kopmadım, ticareti hiç bırakmadım. Onlar da beni benimsemediler çünkü esnaflıktan beslendiğim için kimseye eyvallahım yoktu.
Derken 30 yaşıma geldiğimde çevremden “Siyasete gir”, “Sen gençlik bakanı olmalısın” diye iltifatlar duymaya başladım ve işin kötü yanı bunlara hak verdim. Siyasete girmedim ama bir görev bekledim, yalan değil.
Şimdi 41 yaşında bir kardeşiniz olarak söylüyorum. Allah beni korumuş. Üstümde çok dua varmış ki böyle bir görev verilmedi. Çünkü genç yaşta önemli görev almak hem o göreve, hem o görevi verdiğiniz kişiye çok büyük haksızlık.
Zira 35 yaşında görev verdiğiniz kişi belki 50 yaşında o görevi alsa çok başarılı olacakken, 35 yaşında alarak altında eziliyor, itibarını ve gelecekteki itibarını tüketiyor ve artık 50 yaşında da o görevi alamayacak hâle geliyor.
Genç kardeşlerim çok ibretlik günler yaşıyoruz. Gıybet yapanlardan değil, suizanda bulunanlardan değil, ibret alanlardan olalım.

