Doğru yolda gidenleri sevmek, onlarla tanışmak ve görüşmek ve onlar gibi olmaya özenmek ve o büyüklerin sözlerini işitmek ve kitaplarını okumak, büyük nimettir...
Ehl-i sünnet yolu nedir? -4-
Ehl-i sünnet yolu, Allahü teâlâ ve Resûlünden sonra, Eshâb-ı kiramın hepsini sevmek üzerine kurulmuştur. Doğru yolda gidenleri sevmek, onlarla tanışmak ve görüşmek ve onlar gibi olmaya özenmek ve o büyüklerin sözlerini işitmek ve kitaplarını okumak, Allahü teâlânın nimetlerinin en büyüklerindendir ve Onun ihsânlarının en kıymetlilerindendir. Muhammed aleyhisselâm, (Kişi, dünyâda ve âhirette sevdiği ile berâber olur) buyurdu. Bunun için din büyüklerini seven kimse, onlar ile berâber olur. Onların Allahü teâlâya manevî olan yakınlığında, onlar gibi olur.
Ehl-i sünnet mezhebinin âlimleri “rahime-hümullahü teâlâ” söz birliği ile (Şeyhayn'ı üstün tutmak ve iki damadı sevmek lâzımdır) demektedir. Yani, hazret-i Ebû Bekir ile hazret-i Ömer, Eshâb-ı kirâmın hepsinden daha yüksektirler ve hazret-i Osmân ile hazret-i Ali'yi sevmek lâzımdır, dediler. Doğru yoldaki her Müslümanın, bu ikisini üstün tutması ve o ikisini sevmesi lâzımdır.
Hazret-i Ebû Bekir ile hazret-i Ömer'in üstün olduğunu Eshâb-ı kirâmın hepsi söz birliği ile bildirmiştir. Bu söz birliğini de, Tâbi’în-i izâmın hepsi bize söz birliği ile haber vermiştir. Böyle söz birliği olduğunu, bize din imâmlarımızın büyükleri, meselâ imâm-ı Şâfi’î bildirmektedir.
İtikâdda mezhebimizin iki imâmından biri olan Ebül Hasen-i Eş’arî hazretleri buyuruyor ki: (Ebû Bekir ile Ömer'in, bütün ümmetin en yükseği oldukları katidir.)
Hazret-i Alînin “radıyallahü anh”, halîfe iken ve memleketin idâresi ve kuvveti elinde iken, eshâbından büyük bir cemaate karşı (Ebû Bekir ile Ömer, bu ümmetin en üstünüdürler) buyurduğunu, imâm-ı Zehebî yazmaktadır ve bu üstünlüğün tevâtür yolu ile bizlere geldiğini bildirmektedir.
Hazret-i Alî “radıyallahü anh” buyurdu ki: (Peygamberimizden “sallallahü aleyhi ve sellem” sonra, insanların en üstünü Ebû Bekir’dir. Ondan sonra Ömer’dir. Ondan sonra da, bir başkasıdır.) Dinleyenler arasında bulunan oğlu Muhammed bin Hanefiyye, (Ömer’den sonra üstün olan sensin!) deyince, hazret-i İmâmın (Ben ancak Müslimânlardan birisiyim) dediğini, imâm-ı Buhârî haber vermektedir.
Ebû Bekir ile Ömer'in en üstün olduklarını haber veren güvenilir, sağlam kimseler çoktur. Hatta Şîî âlimlerinden Abdürrezzak bin Alî Lâhîcî bu hakîkatin pek açık olduğunu görerek, inkâr edememiş, bu iki imâmın en üstün olduklarını bildirmiş ve (İmâm-ı Alî, Ebû Bekir'le Ömer'in, kendisinden daha yüksek olduğunu söylediği için, ben de onun gibi söylerim. İkisinin de daha yüksek olduklarına inanırım. Eğer hazret-i Alî, onların daha yüksek olduğunu söylemeseydi, ben de söylemezdim. Hazret-i Alî'yi sevdiğim için, onun gibi söylerim. Onu çok sevdiğim hâlde, onun gibi söylemez isem, günâh işlemiş olurum) demiştir.

