Hazret-i Âişe’nin üstün vasıfları...

A -
A +
Allahü teâlâ, Hazret-i Âişe’ye iftira edenlerin Cehenneme gideceklerini bildirdi. Âişe validemiz​, kendisinin, ezvac-ı tahiratın hepsinden daha üstün olduğunu söylerdi...
 
Hazret-i Âişe-i Sıddîka’yı sevmek, Ehl-i sünnetin şiarıdır -2-
Hazret-i Âişe validemiz şöyle anlatıyor:
“Bir gün Resulullah mübarek nalınlarının kayışlarını çakıyordu. Ben de iplik eğiriyordum. Mübarek yüzüne baktım. Parlak alnından ter damlıyordu. Ter damlası, her tarafa nur saçıyordu. Gözlerimi kamaştırıyordu. Şaşakaldım. Bana doğru baktı. (Sana ne oldu ki, böyle dalgın duruyorsun?) buyurdu. 'Ya Resulallah! Mübarek yüzünüzdeki nurların parlaklığına ve mübarek alnınızdaki ter tanelerinin saçtıkları ışıklara bakarak kendimden geçtim' dedim. Resulullah kalkıp yanıma geldi. Gözlerimin arasını öptü ve (Ya Âişe! Allahü teâlâ sana iyilikler versin! Beni sevindirdiğin kadar, ben seni sevindiremedim) buyurdu.”
Hazret-i Âişe’nin mübarek gözlerinin arasını öpmesi, Resulullahı severek, Onun cemalini anlayarak gördüğü için 'aferin' ve 'takdir' olmaktadır.
Hazret-i Âişe, kendisinin, ezvac-ı tahiratın hepsinden daha üstün olduğunu söyler, Allahü teâlânın nimetlerini sayar, "Resulullah benimle evlenmeden önce, Cebrail aleyhisselam, benim resmimi Resulullaha gösterip 'Bu senin zevcendir' demişti" derdi. [O zaman canlı resmi yapmak haram olmamıştı ve resmi, insan da yapmamıştı.]
Resulullah, Âişe validemize buyurdu ki: (Seni üç gece rüyada gördüm. Melek, beyaz ipek üzerindeki resmini bana gösterdi. Bu senin zevcendir, dedi. Rüyada, meleğin gösterdiği resmini unutmadım.) [Buhari ve Müslim]
Hazret-i Âişe, “Bana karşı yapılan iftiranın yalan olduğu Allahü teâlâ tarafından bildirildi” diyerek övünürdü. Allahü teâlâ, Nur suresindeki 17 âyeti göndererek, Hazret-i Âişe’ye iftira edenlerin Cehenneme gideceklerini bildirdi. Hazret-i Âişe’nin izzeti ve şerefinin yüksekliği bu âyet-i kerimelerle de anlaşıldı. Münafıkların iftirası hususunda (Medaric-ün-nübüvve) kitabında diyor ki:
Münafıklar Hazret-i Âişe validemize iftira edince, Resulullah, arkadaşlarından bazılarını çağırdı. Bunlardan Hazret-i Ömer’e ne düşündüğünü sordu. O da dedi ki: "Ya Resulallah! İyi biliyorum ki, münafıklar yalan söylüyorlar. Allahü teâlâ, senin üzerine sinek kondurmuyor. Bir murdar yere konup da, sonra senin üstünü kirletmesin diye muhafaza ediyor. Seni az bir pislikten saklayan Allah, pisliklerin en kötüsünden elbet saklar."
Sonra, Hazret-i Osman’ı çağırdı. O da, dedi ki: "Bu sözü münafıkların yaydığı ve yalan olduğunda şüphem yoktur. Hepsi iftiradır. Allahü teâlâ, senin gölgeni yere düşürmüyor. Mübarek gölgenin bile pis bir yere düşmesini, yahut habis bir kişinin, O gölgeye basmasını önlüyor. Mübarek evine pislik sokmasını hoş görür mü?"
Sonra Hazret-i Ali’yi çağırdı. O da dedi ki: "Bu sözler yalandır, iftiradır. Münafıkların uydurmasıdır." (Haftaya devam edeceğiz inşallah)
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.