Bu vebale ortak olmayacağım!..

HDP desteği ile zirve yapmak isteyen Kılıçdaroğlu terör örgütü ile iş tutmanın ağır bedelini erken ödemeye başladı. Promosyonu sandıkta!..

 

Kılıçdaroğlu’nun “ortaklarının üzerine çullanarak” yürüttüğü ikna metodu(!) bu defa ters tepti. Erdoğan karşıtlığı ve örgüt dostluğu üzerine kurulu masaya katılmak için Muharrem İnce’yi ikna etmeye yetmedi. Cumhurbaşkanı adaylığından çekilmediğini açıklayan İnce, geçmişte kendisini “Gel bakalım… Muharrem İnce buraya!” diye karşılayan muhatabını “Hoş geldiniz, güle güle” diyerek eli boş gönderdi.

 

Bundan sonrası da masa için umut verici değil. “Bütün PKK'lılar, kaçak FETÖ’cüler sağdan soldan ateş ediyor bize. Biz de Köroğlu gibi döne döne vuruşmaya devam edeceğiz” diyen Muharrem İnce’nin geri dönüşü çok da mümkün görünmüyor.

 

Muharrem İnce’nin çekil baskılarına rağmen yoluna devam etme kararlılığı göstermesi, Kılıçdaroğlu ve Masa Ortakları’nın aldığı mesafeleri sıfırlayıp yolculuğa başladığı yere getirdi. Olan da İyi Parti ve Akşener’e oldu.

 

Bu gelişmeler “kararsız seçmen hikâyelerinin” artık hükmü yok; geçersiz kıldı... Siyaset öyle bir yol ayırımındaki kimsenin kararsız kalma lüksü yok, herkesin durduğu yer belli. Bunu mümkün kılan, 14 Mayıs seçimlerinde seçmen tercihini belirleyecek olan, HDP’nin 11 maddelik tutum belgesinde yer alan “yerel yönetimlere özerklik ve kayyum uygulamalarının son bulması” şartıdır.

 

Önceki gün siyaset adamı Cemal Toptancı, gazetemize verdiği röportajda, “CHP artık Kandil’in HDP'den sonra ikinci partisi” ve “Bizim kamuoyumuz bu süreçte büyük tehlikeden habersiz, Kirli ittifak ve planlar Türkiye’yi Suriyeleştirmek üzerine kurulu. Bu ittifak sandık ya da seçim ittifakı değil. Sonuç ne olursa olsun, karmaşa ortamı oluşturmak için şanslarını deneyecekler” diyerek muhtemel tehlikeye karşı seçmen tabanını uyarıyor.

 

Nitekim CHP Parti Meclisi Üyesi Müslim Sarı, seçimi kazanmanın hayaline öylesine kapılmış ki kendisine yöneltilen "Hesaplaşma söyleminin cumhurbaşkanı adayına yüzde 50+1 kazandırabileceğini düşünüyor musunuz?" sorusuna verdiği cevap çok cüretkâr;

 

Müslim Sarı, “Bu ülkede 20 yıllık iktidarın mağdur ettiği, hesaplaşılmasına inanan bir sürü insan var. Dolayısı ile bu kitlelerle hesaplaşmak istiyor. Bu iktidarın üzerine geleceğiz ve hiçbir şey olmamış gibi davranacağız. Yani böyle bir şey de doğru değil. Niye bize oy versinler? Hesaplaşacağımız kitleler mutlaka olacak. Hesaplaşacaklarımız var bizim" deyiveriyor.

 

Sanki içli dışlı bir kuşatma ile “Terör örgütünü aklama, meşruiyet kazandırma çabaları” servis edilirken, terör örgütü PKK/YPG'nin temsilcileri NATO üyesi Fransa'nın parlamentosunda ağırlanıyor.

 

CHP’nin “Yerel yönetimlere özerklik” üzerine açıklamaları tartışılırken, örgüt kanalına konuşan PKK’nın sözde yöneticilerinden Bese Hozat, HDP’nin Millet İttifakı'nı destekleme kararını değerli bulduklarını belirterek “Bu tutumu destekliyoruz” diyor.

 

Niye desteklemesin ki? CHP İstanbul Milletvekili Yunus Emre, katıldığı programda “İktidara geldiğimizde hemen göreceksiniz yerel özerklik önündeki engelleri kaldıracağız” diyerek tezgâhı açık ortaya koyuyor. Onlara bu cesareti veren, yakın geçmişte “CHP iktidarında yerel yönetim özerklik şartını mutlaka getireceğiz” diyerek HDP’nin özerklik talebini karşılıksız bırakmayan Kemal Kılıçdaroğlu’dur.

 

HDP desteği Millet İttifakı’na sandıkta “getirdiğinden çok götürmek” gibi ağır bir fatura kesecektir. Siyasetin yeni dili partisinden ayrılan Yavuz Ağıralioğlu’nun vedasında saklı: "Bu vebale ortak olmayacağım… Kuralsız, ahlaksız, ilkesiz kazanmaktansa; mertlikle kaybetmeyi yeğlerim…"