Deprem geliyorum der mi?

A -
A +
İstanbul’da geçen perşembe günü yaşanan 5,8 büyüklüğündeki depremin artçı olduğu, bunun gelecekte uzunca bir süre İstanbul’da yıkıcı bir deprem olmasını engellediği yönünde açıklamalar duyuluyor.
Bilim adamları, depremlerin önceden kestirilmesi ile ilgili her zaman yoğun çalışmalar yapmakla beraber bugünkü bilgiye ulaşma imkânı olmayan zamanlarda (ve bugünde hâlen) dikkate alınan deprem habercilerine itibar edilmiştir.
Mesela; deprem öncesi kümes hayvanlarında; sanki kümeslerine tilki, çakal girmiş gibi çağrışma başlar, kümesten kaçmak isterler. Kuşlar öbekler hâlinde bağrışarak deprem olacak bölgeden uzaklaşır, köpeklerde uluma başlar, kediler ev dışına saklanır, yavrularını taşır, güvenli bir yere kaçışır. Kuşlar yönsüz şekilde yuvalarından kaçarken yaklaşan felakete karşı insanları uyarmaya çalışırlar...
1920’li yıllardan itibaren deprem tehdidi altında bulunan ülkelerde bilim adamları daha teknik usullere başvurdu. Aktif fay zonları boyunca, çeşitli istasyonlar yerleştirerek, kabuktaki en küçük bir hareketi yani deprem habercilerini yakalamaya çalıştılar ama klasik habercilerin ikazlarını da dikkate almaya devam ettiler...
"Zaman içerisinde Çin, Japonya, Amerika Birleşik Devletleri ve Yunanistan birkaç depremi tahmin edebilmiştir. Örneğin; Çinli bilim adamları,4 Şubat 1975 Haicheng depremini (Ms=7,3) tahmin edebildi.
Ana şoktan önce deprem episantr bölgesinde, 1-4 Şubat arasında en büyüğü 4,7 olan 500 öncü deprem kaydedilmiştir. Bununla beraber depremin kış mevsimi içerisinde meydana, gelmesi nedeniyle, kış uykusunda bulunan bütün sürüngen hayvanlar yüzeye çıkmış ve bölge bir sürüngen mezarlığı görünümü almış, ayrıca, kuyulardaki su seviyesinde anormal değişiklikler gözlenmiştir.
Bu habercileri iyi bir şekilde değerlendiren bilim adamları Çin Hükûmeti’ni uyararak acil durum ilan edilmesini istemişlerdir. Bu karara uyan hükûmet ana şoktan üç gün önce deprem bölgesini boşaltmıştır.
Fakat 1975 depreminden 1 yıl sonra, Haicheng şehrinin birkaç yüz km uzağında, 28 Haziran 1976 Tangshan depremi (Ms=7,8) olmuş ve bu depremde 240.000 kişi hayatını kaybetmiştir.
Niçin bu deprem tahmin edilememişti? Bu başarısızlığın altında yatan 4 sebepten en önemlisi; 1975 Haicheng depreminden sonra birkaç araştırmacı, sismolojik ve meteorolojik anomalilerin, bölgede hâlâ muhtemel büyük bir depremin oluşabileceğine işaret ettiğini belirtmiş, fakat araştırmacıların çoğu, Haicheng şehrinin birkaç yüz km'si içerisinde yakın gelecekte 7 veya daha büyük şiddette bir depremin oluşma ihtimalinin zayıf olduğunu öne sürmüşlerdir.”  (Ramazan Demirtaş-1999-Afet İşleri Genel Müdürlüğü)
Öncü ya da artçı depremler de güvenli geleceği garanti etmiyor. Ama sormaya devam ediyoruz; "7 ve üzeri şiddette bir büyük deprem olabilir mi ve ne zaman?"  Kandilli rasathanesi Müdürü Prof. Dr. Haluk Özener’in “Bu enerji bir gün dışarı çıkar ama ne zaman? Maalesef bilmiyoruz. Ama bir gün olacağını ve gitgide de o sona doğru yaklaşıyoruz” açıklaması ne anlama geliyor?
Deprem her yerde her zaman olabilir gerçek bu. Önemli olan deprem gerçeği ile yaşamak, her zaman deprem olacakmış gibi hazır olmaktır.
Bu sözün gereği şudur; henüz bize depremi önceden kendimizi güvenli bir yere atacak kadar sürede haber verecek bir uyarı sistemi bilinmiyor. Yeryüzü canlılarının deprem öncesi bozulan tavırları üzerinden hareket etme yeteneğini(!) beton yığınları yüzünden zaten kaybettik!..
O hâlde en güvenilir yol, dönüp oturduğumuz binaların ne kadar sağlam olduğuna bakmak. Depremle yüzleşmiş biri olarak bunun işe yaradığını biliyorum çünkü çoğu bina (özellikle okul, hastane, yurt ve benzeri kamu binaları) önceki depremlerde yeni darbelere karşı salınım (rijitlik) ve süneklik (yük taşıma) yeteneğini kaybediyor.
Bu yoklamayı deprem yapmadan önce biz yapmalıyız. İhmalin bedelini daha önce yaşadık...
UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.