Hayatımızı planlarken, hedeflerimizi belirlerken, eş ve işimizi seçerken, çevre ile ilişkilerimizi düzenlerken emir aldığımız bir merkez var. Bütün insanların, evliya ya da eşkıya bütün karar ve uygulamalarında belli kural ve prensipler hâkimdir.
Bunlar nereden gelmektedir, onu zihnimize kim koydu, bizimle birlikte mi doğdular, sonradan mı oluştu?
Sevmeyi, sevilmeyi, cömert olmayı, sadakati, fedakârlığı, dürüstlüğü ya da çalmayı, ihanet etmeyi, incitmeyi her ne öğrendiysek bu süreç ailemizden başlar. En önemli dersleri bizimle oturan, bizimle konuşan, bizi dinleyen ve birlikte zaman geçiren ailemizden öğrendik. Sonra büyüdükçe dünyamız da büyüdü. Gördüklerimizden, duyduklarımızdan, okuduklarımızdan kendi duygusal binamızı, tercihlerimizi, kararlarımızı, hedeflerimizi yöneten emir aldığımız bir merkez inşa ettik.
Biz kimin dizinde büyüdüysek, ne okuduysak, ne dinlediysek, ne seyrettiysek oyuz.
Evet, kesinlikle başka bir şey değiliz.
Zirveye çıkarak kendi hayatlarına ve topluma değer katanlar da dip yapanlar da tesadüfen orda değildir. İhtiyacı olduğu hâlde bulduğu büyük miktar parayı sahibine iade eden işçi bunu tesadüfen yapmadı. Ve ben eminim ki her gün ayaklarının dibinde para dolu bir poşet bulsa her seferinde aynı tavrı gösterecektir.
Üç çocuk annesini katledenler de bunu tesadüfen yapmadı.
Herkes hak ettiği, olması gereken yerdedir.
Olduğunuz yerden memnun değilseniz bu, değerlerinizi sorgulamanızı gerektirir. Onu değiştirmeden kararlarınızı değiştiremez, doğru hedef belirleyemezsiniz. Önce yürü, sonra koş derler. Altyapımız olan değerlerimizin yeniden inşası zihinsel ve ruhsal olarak beslenmeyle ilgilidir. Bu safhada sormamız gereken soru:
"Ruhsal ve zihinsel beslenmemiz yeterli mi?"
Kaliforniya'da Grand Forest denilen ormanlar var. Burada Sequoia denilen ağaçlar bulunur. Bunların bir adı da mamut ağacıdır. En muhteşem olanı General Sharmen adı verilen. Bu ağaç 81 metre boyunda, 33 metre çapında. Kabuk kalınlığı 60 santimetre, en alt dalının yerden yüksekliği 45 metredir. Bu ağacın yaşı 2200'dür ve 3000 yaşına kadar ömür süreceği söyleniyor. Bu ağacın kardeşi Japonya'da yaşar, adı Bonsai çamıdır. Boyu 1545 santimetredir, evlerin balkonlarını, otellerin lobilerini süsler.
Bonsai, başını topraktan çıkardığı zaman Japonlar onu topraktan çıkarıp köklerini bağlar ve gelişimini engellerler. Sequoia ise zengin toprakta, bol mineral, güneş ve yağmurla beslenir. Ne Bonsai ağacı ne Mamut ağacı bu durumu kendileri seçmedi.
Ama biz seçebiliriz.
İnsanların olayları algılama sistemini, yani (değerler-değerler dizisi) arkasında onu besleyen referanslarını değiştirdiğimizde değerleri de değişir. Değerleri değiştirmek, pusulayı değiştirmeye benzer. İnsan, eşya ve hadiseleri, farklı idrak ettiği an, yaklaşımlarında, kanaatlerinde ve inançlarında değişim başlar. Hayatı, insanları, mekânları, olayları farklı değerlendirir. Pusulayı değiştirmek, bütün hayatın değişmesi manasına geldiğinden gerçekten çok yüksek ve güçlü bir yatırım ister. Bu değişim uzun, zor, çileli ve insana yatırım isteyen bir iştir ama bazen büyük hayal kırıklıkları da toplumları değiştirir. Yeni Türkiye'yi inşa ederken işe insandan başlamazsak yaptığımız fiziki yatırımlar önemini kaybeder.
Üç kasırga atlatan biri "Büyümesi uzun yıllar süren büyük ağaçların fırtınada ayakta kalırken, hızlı büyüyen ağaçların güçlü rüzgârlar karşısında yıkıldığını gördüm." diyor. Güçlü olmak isteyen ağaçlar, en güçlü köklere, toplumların da değerlere ihtiyacı var.