Türkiye için hemen şimdi…

AK Parti’nin önümüzdeki seçim sürecinde ana gündem maddesi Deprem. İçeriğini tamamen deprem sonrası çalışmaları oluşturacak. Kampanyanın sloganları “Hatay için hemen şimdi, Maraş için hemen şimdi, İstanbul için hemen şimdi, Türkiye için hemen şimdi…”

 

Hedeflerini, “Depremin etkilediği şehirleri yeniden ayağa kaldırmak ve memleketini terk edenleri geri getirmek” olarak açıklayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, süreci “Bize yeni bedeller ödetmeyin, bu kentsel dönüşümü muhakkak yapmamız lazım. Bize bir yıl müsaade edeceksiniz, ağırına hafifine bakmadan şehirlerimizi yeniden inşa edeceğiz. Kalıcı konutları yetiştirmek ve vatandaşlarımızı bu konutlara yerleştirmek…” olarak özetliyor...

 

Hafta içinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanı Murat Kurum Gaziantep'in Nurdağı ilçesinde açıklama yaparak, hasar tespit çalışmalarının ardından TOKİ öncülüğünde, 10 ilde inşaat sürecine girileceğini açıkladı.

 

Kurum, konutların ovalardan dağlara doğru tasarlandığını uygun olmayan alanlara yerleşime müsaade edilmeyeceğini belirterek, “Bunun için ön alanları belirledik, her türlü ayrıntılarıyla jeolojik zemin etüt raporlarıyla inceliyoruz. En doğru, en sağlam zemine ve o zemine uygun yapılaşmayı seçerek, radye temel üzerine tünel kalıp sistemiyle konutlarımızın inşasını inşallah yürütüyor olacağız” dedi.
İçinde bulunduğumuz coğrafya ve şartlar, aktif fayların üzerine bina yapmamayı, varsa yapılanları taşıyarak bu alanları kentsel dönüşüme tabi tutmayı öngören “Fay Yasası”nın çıkmasını zorunlu kılmaktadır. Fay hatlarının bulunduğu bölgelerdeki yapılaşmaları düzenleyerek kentleri güvenli alanlara taşıyacak “Fay Yasası”nın neden hâlâ yürürlüğe girmediği izaha muhtaçtır.

 

Bilim insanları “bir depremi önceden tahmin etmenin” üzerinde yoğun çalışmalar yapıyor ancak bunun henüz mümkün olmadığını belirtiyorlar. Tedbir için hedefteki muhtemel mekânı bilmek de zaman kadar önemli ve nerede olacağı çok da meçhul değil. En ufak sallantıda herkes dönüp “Fay hatlarına” bakıyor.

 

Bir de farz edelim ki, “Erken uyarı sistemi” çok daha gelişmiş olsun ve bize on gün sonrası muhtemel bir deprem için uyarıda bulunsun. Mesele şudur: “Enkaz altında kalmamak, deprem zararını azaltmak için ne yapacaksak o şeyi şimdi yapalım!..” Çünkü geride bıraktığımız her deprem bizim için erken uyarı sistemidir ve bir şeyin olması kesinse onu olmuş bilmek gerekir… 

 

Fay hatları sadece yer altında değil ki(!) bir de yer üstünde “tedbir almayan ve alana da çelme takan” diri fay hatları(!) var. Bunlar nerede derseniz, İskenderun’da en fazla yıkım ve can kaybı yaşanan mahallelerden biri olan Meydan Mahallesinin hikâyesinde saklı...

 

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığının önceki gün yaptığı açıklama, olayı özetliyor.

 

2013'te Hatay'ın İskenderun ilçesindeki, yüzde 65'i ruhsatsız yapılardan oluşan bazı yerleşim yerlerinin "riskli alan" ilan edildiğini, depreme hazırlık amacıyla yapılan kentsel dönüşüm çalışmalarının “bazı kesimlerin” itirazı ile mahkemeye taşındığını ve "riskli alan kararının" Danıştay tarafından iki kez iptal edildiğini belirtiyor.

 

Açıklamada devamla, “Mahkeme tarafından kararın tekrar iptal edilmesi üzerine kentsel dönüşüm süreci tıkanmış bu defa parsel bazlı dönüşüm sürecinin başlatılmasına karar verilmiştir. Nitekim TOKİ eliyle yürüttüğümüz kentsel dönüşüm çalışmaları kapsamında vatandaşlarımızın yüzde 80'i ile anlaşarak 460 konutun ihalesine başlanmış olup, süreç devam etmektedir” deniyor.

 

Tabiat ile savaşılmaz çözüm uzlaşmakta. Ülkede kentsel dönüşüm seferberliği başlatıldı, önceliğimiz riskli alanların kentsel dönüşümü. Yerleşim alanlarını mümkün olduğunca ovalardan dağlara doğru kaydırarak, zemin sıvılaşmalarının yol açtığı felaketlerden uzak kalmak istiyoruz.

 

Hâlâ buna itiraz edenler varsa anlamayanlar için de bir “Zihinsel Dönüşüm” seferberliği gerekir…