"Barbaroşo" ya da Hızır Reis

A -
A +

Hızır Reis'e güç yetiremeyen Haçlılar kafa kafaya verip çareler ararlar. İşte o toplantılardan birinde Andrea Dorya adlı İspanyol amirali ortaya çıkar ve "siz Barbaraşo'nun işini bana bırakın" der, "Efrenç kralından 20 kadırga alın, görün, bakın neler yapıyorum." Krallar 20'yle kalmaz, ona 40 gemi donatırlar. Hızır Reis bu donanmanın hazırlandığını duyar ama "Allah'ın dediği olur" der işine bakar. Sinan Reisle küffar sahillerini yönelir, inadına liman basar, göstere göstere gemi yakarlar. Körfez körfez Andrea Dorya'yı ararlar ama ne fayda... Ünlü Amiral böyle bir iş aldığına bin pişmandır, Septe'ye doğru kaçıp, kapağı Şivilye'ye atar. İspanyol kralının azarlamasına filan aldırmaz. Aksine pişkin pişkin "olmuşu bırakın Haşmetmaap" der, "önümüze bakalım. Gelin Tlemsen beyini Barbaros'un başına saralım, onlar birbirlerini yesinler biz Osmanlıyı vuralım". Plan zekicedir, ancak Hızır Reis asilerin kulağını çekip, yerine oturtuverir. Üstelik üzerine yollanan 15 gemiden 14'ünü ele geçirir. İspanya kralı gemilerini, askerlerini, ticaretini ve itibarını kaybeder, kahrından yüreğine iner. Fitneci Andrea Dorya Yeni Kral 5. Karl onu da aratır. Endülüs Müslümanlarına görülmemiş ezalar yaptırır, bebekleri bile doğrayıp ateşe atarlar. Hızır Reis o hengamede 70 bin mümini Cezayir'e kaçırmayı başarır. Yolda rastladığı Hıristiyan gemilerine de el koyar, geceli gündüzlü muhacir taşırlar. Andrea Dorya, Barboros ile baş edemeyeceğini anlayınca siyasete soyunur. Büyük bir donanma ile Cezayir'i basacağı haberini yaydırır. Aklı sıra Hızır Reisi yuvasında tutacak, İspanya sahillerini emniyete alacaktır. Hızır Bey inanmış gibi görünür, hatta birkaç eski gemiyi bozdurur, sağa sola istihkamlar açtırır. Andrea "demedim mi ben size" havalarında tebrikleri kâbul buyururken, Hızır Reis Ceneviz şehirlerini basıverir ve koskoca donanmayı ele geçirir. Bu gemileri sahil kentlerinin önüne çekip yakar, Hıristiyanların kalbine korku salar. Hızır Bey Haçlıların elini kolunu bağlayınca İstanbul'a koşar, Kanuni'nin huzuruna çıkar. Sultan ona öyle imkanlar açar ki anlatılamaz. Artık önünde kafir durmaz, müstahkem kaleleri bile bırakıp kaçarlar. Akdeniz'in çıbanlarından Malta'ya bir girer, 8 bin esirle çıkar. Çitroz kalesini alır, limandaki 18 kadırgaya el koyar. Sonra Tunus'a yönelir. Tunusluların aklı başından uçar, beyi meyi dinlemez, getirip anahtarları Hızır Reis'e sunarlar. Ancak aynı adamlar bir süre sonra gazileri arkadan vurmaya başlar. Türkler ele başlarını bulup cezalandırır ve şehirde sükuneti sağlarlar. Çarşıda pazarda, "tek akçesi yiten bize gelsin. İğnesi gidene çuvaldız verelim. Biz buraya hayır dua almaya geldik" diye tellal bağırtırlar. Gelgelelim bunlar yine fesada alet olur, kum gibi kaynayan İspanyol askerine katılırlar. Hızır Bey Allah'ın izni keremiyle İspanyolları yener, asiler çöllere kaçar. Ama bu film tekrarlanacak gibidir, bir yöreye saplanıp kalmaz, deryaya çıkar. Tunuslular kaleyi şenliklerle İspanyollara devreder, ancak korkunç bir zulme maruz kalırlar. Alayı esir edilir, gemi ambarlarında Avrupa'ya yollanırlar. Hızır Reis Mayorka Adası önünde nice Haçlı gemisi yakalar, Tunusluları salar, İspanyolları küreğe çakar. Preveze'de sıkışınca Bu arada İspanya kralı adamlarına moral verme ihtiyacı duyar. "Barbaros'u yakaladım" diye şayia çıkarır ve bir idam mahkumunu yaktırıp, halkını rahatlatır. Hıristiyan alemi çılgınca şenlikler yaparken Hızır Reis Minarko adasını basar. Dahası leventler sarıklarını çıkarıp Mauna limanında pusuya yatarlar. Haçlı kadırgaları ayaklarıyla gelir, kapana kısılırlar. Barbaros emsalsiz ganimetle Cezayir'e döner, Papa, taç giymeye niyetlenen kralı fena haşlar. Hızır Reis bir kez daha İstanbul'a gelir ve tersanelere düzen verir. Osmanlılar, 280 baştankaradan mürekkep bir donanma ile Akdeniz'i kontrolu altına alırlar. Hızır Bey hepsini kullanmaya yetkilidir ama 40 gemiden fazlasına bakmaz. Önüne çıkan adaları ala ala Preveze'ye gelir ve yıllardır önünden kaçan Andrea Dorya'yı yakalar. Avrupa'nın belki de son şansıdır. Bu yüzden akıl almayacak kadar kalabalıktırlar. Dört yüz parça gemileri vardır ki bazısında ikibin tüfekli asker taşırlar. Hızır Bey onları ünlü hilalinin içine alır ve cenk başlar. Leventler ne ganimet, ne de esir peşinde koşar, sadece işlerine bakarlar. Kafir gemilerini ateşe verir, adeta deryayı tutuştururlar. Haçlılar Preveze'yi unutamadan, Nova kalesi şokunu yaşar, kahrolurlar. Bu arada İspanya kralı bizzat Cezayir'e gelir, aklı sıra Hızır Reis'e bir acı tattırmaya kalkar. Kral, Hasan Bey'den kalenin teslimini ister, Bey bu kibirli adama güler geçer. O gece ani bir baskınla İspanyolları ikiye böler. Kafirler sabaha kadar tüfek atar, birbirlerini vururlar. Lâkin Kral şirin şehri yıkmaya kararlıdır. İkiyüz devasa topu karaya çıkartıp, namluları çevirir. Ancak deniz nasıl kabarır, yağmur nasıl yağar anlatılamaz. Barutları ıslanır, barçaları batar. Hasan Bey vurup vurup kaçar, hesapsız İspanyol kırar. Adamlar kara yolundan ricata kalkar ama takibe alınırlar. Leventler Haraş Suyuna varıncaya kadar tam 12 bin kafiri cehenneme yollarlar. İspanyollar düşünmeden nehre atılır, kabaran sulara kapılırlar. Yer olacak ki yazacaksın, daha ne maceralar, ne maceralar... Not: Prof Dr. Ahmed Şimşirgil'in sadeleştirdiği "Kaptan Paşanın Seyir Defteri" adlı kitabı kaçırmayın. İnanın Oruç ve Hızır Beyleri çok sevecek, göz yaşlarınızı tutamayacaksınız. Babıali Kültür Yayınları.

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.