İşçi ile işveren arasında çalışma ilişkisinden doğan tüm hak ve yükümlülükler İş Kanunda tanzim edilmiştir. İşçi sadece çalışırken değil aynı zamanda işten ayrılırken de işverenin ifa etmesi gereken yükümlülükleri bulunmaktadır.
Bu yükümlülüklerden biri de işçi hangi sebeple işten ayrılmış olursa olsun işverenin çalışma belgesi düzenleme yükümlülüğüdür. Bu belgeler her türlü resim ve harçtan muaf tutulmuştur.
Çalışma belgesi, pratikte bazı mesleklerde bonservis olarak da bilinmektedir. İşçi yeni bir işe girerken eski işindeki tecrübe durumunu kanıtlaması açısından büyük önem taşımaktadır.
Özellikle, işçinin fiilen yaptığı işin tarifi ve bu işteki kıdemi ile işten ayrılma sebebi gibi kritik bilgileri ihtiva etmesi nedeniyle yeni işverenin işçiyi alacağı işe uygun olup olmadığını değerlendirmesinde ayna işlevi teşkil etmektedir.
İş Kanunumuzun amir hükümleri gereğince işten ayrılan işçiye, işveren tarafından işinin çeşidinin ne olduğunu ve süresini gösteren bir belge verilmesi mecburidir. Dolayısıyla bu belgenin verilmesi işverenin inisiyatifine bırakılmamıştır.
Sadece çalışma belgesinin verilmemesi değil aynı zamanda verilmiş olsa da belgede yer alan bilgilerin gerçek dışı olması hâlinde de yaptırım uygulanması söz konusudur. Bu da belgenin ispat gücünü arttıran bir durumdur.
Zira yasada belgenin vaktinde verilmemesinden veya belgede doğru olmayan bilgiler bulunmasından zarar gören işçi veyahut işçiyi işine alan yeni işverenin, eski işverenden tazminat isteyebileceği hükme bağlanmıştır.
Ayrıca İşten ayrılan işçiye çalışma belgesi verilmemesi ya da belge verilmiş olsa bile belgeye gerçeğe aykırı bilgi yazılması hâlinde 2.017,00 TL tutarında idari para cezası uygulanması öngörülmüştür.
Öncelikle Borçlar Kanununa göre hizmet sözleşmelerine sadece işçi aleyhine konulan tek taraflı ceza şartının geçerliliğinin bulunmadığının altını çizelim.
Uygulamada işten ayrılan işçiye ibraname imzalatılmaktadır. Bu belgenin işçiden alınmasıyla birlikte çoğu işveren artık işçinin idari ya da yargı yoluna başvuramayacağını zannetmektedir.
Oysaki imzalatılan her matbu belgenin geçerli olmadığını belirtelim. İbranameye ilişkin İş Kanunumuzda herhangi bir hüküm yer almadığı gibi düzenlenmesi yönünde bir mecburiyet de yoktur.
İbraname ile ilgili düzenleme Borçlar Kanununda yer almaktadır. Buna göre işçinin işverenden alacağına ilişkin ibra sözleşmesinin yazılı olması, ibra tarihi itibarıyla sözleşmenin sona ermesinden başlayarak en az bir aylık sürenin geçmiş bulunması, ibra konusu alacağın türünün ve miktarının açıkça belirtilmesi, ödemenin hak tutarına nazaran noksansız ve banka aracılığıyla yapılması gerekmektedir.
Bu unsurları taşımayan ibra sözleşmeleri veya ibraname kesin olarak geçerli olmayacaktır…
Hakkın gerçek tutarda ödendiğini ihtiva etmeyen ibra sözleşmeleri veya ibra beyanını muhtevi diğer ödeme belgeleri, içerdikleri miktarla sınırlı olarak makbuz hükmündedir. Bu hâlde dahi, ödemelerin banka aracılığıyla yapılmış olması mecburidir.
İsa Karakaş'ın önceki yazıları...
Merhaba taşeron firma 1 yılı doldurmadan ibraname imzalatıp edevletimden işlem yapıp farklı projeye vermiştir. Önceki haklarımı iade etmemiştir. Şuan aynı firmanın farklı projesinde yer alıyorum geçmiş dönem alacakların fesmi olmuş olur.