Türkiye'de polemik konusu olmayan hemen hiçbir mesele yoktur! Bu meselelerin aktüel olup olmaması da önemli değildir. Yeter ki, dikkat çeksin, ilgi toplasın... Bunun için icabında yakın tarihin sayfaları açılır; üzerine kırk türlü ahkam kesilir, bin türlü yorum yapılır!.. Birkaç günden beri, bir ve iki önceki Genelkurmay Başkanlarının ismi etrafında sürüp giden rivayet ve tartışmalar söz konusu. Konuyu yeniden gündeme taşıyan, Hürriyet Gazetesi'nden Şükrü Küçükşahin oldu. İki önceki Genelkurmay Başkanı Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun, görevinin Ecevit tarafından uzatılmak istendiğini, Kıvrıkoğlu'nun bu teklifi benimsediğini; Mesut Yılmaz'ın ise buna karşı çıktığını, bunun üzerine uzatma planının hayata geçemediğini vs. yazdı. Küçükşahin bu arada, Kıvrıkoğlu'nun, Hilmi Özkök'ün Genelkurmay Başkanı olmasını istemediğini, onun yerine; Aytaç Yalman'ı hükümete teklif ettiğini yazısında anlattı. Bekleneceği üzere, hikâyenin devamı hemen geldi. Hüseyin Kıvrıkoğlu bizzat konuştu: -"Evet Hilmi Özkök'ü istememiştim" dedi. Onun yerine irtica ile daha iyi mücadele edecek birini, (yani Aytaç Yalman'ı) önerdiğini itiraf etti. Geçen zaman zarfında; Hüseyin Kıvrıkoğlu'nun bu konuda ne kadar isabetli düşünüp düşünmediği, aslında çok çarpıcı biçimde ortaya çıktı... "Sarıkız" ve "Ayışığı" kodlarıyla tezgâhlanmak istenen mutasavver darbenin aktörlerinden Aytaç Yalman'ın, kazara Genelkurmay Başkanlığı makamına gelmesi halinde, Türkiye hangi maceralara sürüklenirdi bilemiyoruz!.. Ama şunu rahatlıkla söyleyebiliriz: Cumhuriyet tarihinin en başarılı Genelkurmay Başkanlarından birisi, tartışmasız Sayın Hilmi Özkök'tür. Hilmi Özkök, yüksek komutanlık kabiliyetinin yanında, bilge kişiliği ile de müstesna bir şahsiyet olduğunu ortaya koymuştur. Özkök Paşa, hem muvazzaflığında hem de emekliliğinde o bilinen asil duruşunu hiç bozmamıştır. Sayın Özkök; bir taraftan hukuk devleti ilkelerine titizlikle riayet ederek, demokrasinin gelişmesi ve yerleşmesinde çok önemli bir rol oynamıştır. Diğer taraftan da, doğru tavır ve isabetli stratejik öngörüleri ile, Türkiye'nin milli menfaatlerinin korunması noktasında, büyük başarılara imza atmıştır. Bakınız bütün ısrarlarla rağmen, Özkök Paşa polemik değirmenine su taşımıyor. "Bu konuda konuşmam" diyor. "Türk Silahlı Kuvvetlerini incitmek istemem..." diyor. İşte asalet bu, olgunluk bu, sorumluluk duygusu bu... Elbette Özkök Paşa'nın da dediği gibi; tarih, bütün bu olup bitenler hakkında hükmünü verecektir! Sayın Özkök'ün; ABD'nin Irak'ı işgali öncesinde Silopi'de söyledikleri, bugün bir bir tecelli etmektedir... Kendisi görevi Org. Büyükanıt'a devrederken de, çok önemli tespitlerde bulunmuştu. Özkök'ün bilge kişiliği, her zaman saygıyla anılacaktır.