İki konu ve malum kafalar!..

A -
A +

Son iki haftadan beri bazı köşe yazarları, Papa'nın ziyareti ile; daha doğrusu Başbakan Tayyip Erdoğan'ın, niçin tarihi çok önceden kesinleşmiş Letonya seyahati programını değiştirip; Katolik dünyasının dinî lideri ile görüşmeyi tercih etmediğiyle kafayı bozmuş durumda!.. Bazıları bu konuda akıllara ziyan komplo teorileri üretiyor ve kargaları dahi güldürecek tahminler yürütüyor. Erdoğan parti tabanına şirin görünmek için, yahut sağdaki bazı uç partilerin şiddetli tenkitlerinden korunmak maksadıyla görüşmeden kaçtığı vs. vs... yazılıp duruyor. Önceki gün "Çerçeve'den Yansımalar" programı dolayısıyla bu tuhaf iddiaları Başbakan Erdoğan'a sorduk. Sayın Başbakan, bu tür yakıştırmaların asılsız ve çirkin olduğunu, kendilerinin Papa ile Türkiye'de görüşme temin etmek için Vatikan'dan ziyaretin tarihini iki gün öne veya arkaya çekmelerini istediklerini, ancak Papa'nın, Ortodoks Yortusu sırasında burada bulunabilmesi için tarihin değiştirilmediğini anlattı. Buna rağmen eğer uçak saatleri denk gelirse, (Erdoğan da Salı günü NATO toplantısı için Riga'ya gidiyor) Papa ile havaalanında kısa da olsa bir görüşme yapabileceğini söyledi... Hadise esasen başka!.. Papa aynı zamanda Vatikan Devlet Başkanı. Dolaysıyla Türkiye'deki muhatabı Cumhurbaşkanı Sezer. Ama bazı çok bilmiş kalemşorlar, Papa'nın ziyaretinin çok ama çok önemli olduğunu, dolayısıyla Erdoğan'ın mutlaka kendisi ile görüşmesi gerektiğini, şayet bunu yapmazsa Hristiyan Batı'nın kuşku duyacağını ve tepki göstereceğini filan ısrarla yazıyorlar! Oysa ne Vatikan'ın ne de bizzat Papa'nın böyle bir derdi yok... Papa'nın ziyareti dini ağırlıklı. Ortodoks dünyası ile bağları pekiştirmeye geliyor. Bunun için hem çarşamba ve hem de perşembe günü, Fener Rum Patrikhanesinde düzenlenecek iki ayine katılacak... Daha sonra da Efes'e gidecek. Yani Papa'nın Cumhurbaşkanı Sezer'le görüşmesi de sadece protokol icabı... Ancak bunu bazı kafalara anlatmak çok zor. Düşünce özgürlüğü ve üniversite Türkiye'de üniversitelerin özerkliğini, bilim ve düşüncenin özgürlüğünü savunur görünen bazı kafalar da mangalda kül bırakmazlar. "Bilim özgürlüğünün korunması için icabında tanrının inkârının serbest olması"nı ileri süren bu sözde özgürlükçüler, çifte standardı da elden bırakmazlar... Kendilerinin beğenmediği bir bilimsel düşüncenin açıklanmasına veya bir konu hakkında bilimsel analiz yapılmasına dahi tahammül edemezler. Bunun son örneği Prof. Dr. Atilla Yayla'nın başına gelen olaydır. Prof. Yayla, bir toplantıda, konuşmanın akışı içinde Atatürk için "bu adam" dediğinden ötürü derhal görevli olduğu üniversiteden uzaklaştırıldı!.. Oysa Prof. Yayla'nın Atatürk'e hakaret etmek gibi bir niyeti bulunmuyor. Yaptığı konuşmanın tamamında bu yönde bir yaklaşım yok. Yayla, ülkemizde liberal yani özgürlük ve serbestiyeti savunan düşünce sisteminin önemli temsilcilerinden biri. Bu konuda Batı'daki liberal düşünürlerden önemli çeviriler yapmış bir siyaset bilimcisi. Olay haline getirilen konuşmanın yapıldığı toplantıda da; siyaset sosyolojisinin bazı konularını anlatmış... Ama hayır! Bazıları onu hain ilan edecek kadar işi ileriye götürüyor. Neyse ki, Atilla Yayla'yı gerici filan yapamadılar!.. Eğer kazara onun söylediklerini dindar-muhafazakâr bir profesör söylemiş olsaydı, herhalde ortalık toz-dumana katılacaktı... Fakat bu durumda bile, bazıları fırsatını düşürüp yine de, "gerici"leri suçlama teşebbüsünden geri kalmıyor. İşte malum kafaların savunduğu bilimsel düşünce özgürlüğü anlayışı bu halde... Prof. Yayla'ya yapılmak istenen linç hareketi, çok az sayıdaki köşe yazarı tarafından eleştirildi. Bazıları da sureti haktan görünmek için, Yayla'nın ne kadar yanlış bir şey yapmış olsa da; düşüncesini serbestçe açıklayabilmesi gerektiğini söylüyor. Oysa Prof. Yayla, günümüzdeki radikal Kemalist görüşe karşı bir tez geliştirmiş. Bu tezin çürütülmesi konusunda da o düşünce taraftarlarına meydan okuyor. Yani gayesi Atatürk'e hakaret etmek filan değil. Ama berikiler kararlı. Prof. Yayla'yı sindirmek istiyorlar. Bakalım ne olacak? Galiba iş Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'ne kadar gidecek...

UYARI: Küfür, hakaret, bir grup, ırk ya da kişiyi aşağılayan imalar içeren, inançlara saldıran yorumlar onaylanmamaktır. Türkçe imla kurallarına dikkat edilmeyen, büyük harflerle yazılan metinler dikkate alınmamaktadır.