Kaydet
a- | +A
Ekim ayı başlarında hareketlenmesi beklenen iç siyaset, önce Ermeni tasarısı ve Kıbrıs gibi etkenlerle, daha sonra da Kasırga Operasyonu ve Murat Yahya Demirel vak''asıyla kendini biraz unutturdu. Bu arada beklenen yeni oluşumlar da şimdilik meçhul bir vakte kadar beklemeye alındı. Derken Meclis Başkanlığı seçimi gündemi doldurdu. Koalisyon ortakları sık sık yaptıkları toplantılardan birini daha gerçekleştirdi. Epeyce çekişmeli turlardan sonra, MHP''li Ömer İzgi burun farkıyla ipi göğüsledi. Ancak bu seçimin her ne kadar " koalisyon adabı" mucibince olduğu belirtilse de bazılarının içine sinmedi. Hemen ardından DYP lideri Tansu Çiller''in transfer iddialarıyla ilgili çıkışı, bir anda Türk siyasetinin eskiden malül bulunduğu bir hastalığı tekrar hatırlattı. DYP İstanbul Milletvekili Sayın Celal Adan''la, Türkiye''nin siyasi dalgalanmaları ve ileriye dönük beklentiler üzerine konuştuk. TBMM''nin hür iradesi * Kapan -Sayın Adan, TBMM yeni Başkanını seçti. Ancak Ömer İzgi''nin ipi göğüslemesi biraz sıkıntılı oldu. İktidar ortakları ve muhalefet açısından bu seçimi nasıl değerlendiriyorsunuz? Adan -Tabii Meclis Başkanlığı seçimi parlamentomuzun hür iradesiyle gerçekleşmiştir. 262-264 gibi, iki oy farkı sözkonusu. Burada esas dikkat çeken husus iktidar kanadının içinde bazı problemlerin olduğunun görülmesidir. Meclis Başkanlığı seçiminde birlikte hareket etmediler. Ama biz ANAP adayını destekledik. Bu desteği de ANAP ile DYP tabanı arasında çok büyük bir benzerlik sözkonusu olduğu için, öteden beri merkez sağın birleşmesine önem verdiğimiz için ve tabii Murat Başesgioğlu daha deneyimli olduğu için verdik. Zannediyorum ki, FP bu konuda ciddi bir gayret gösterdi. Ama ANAP''ta bir zaafiyet görüyoruz. Bildiğiniz gibi iki kişi katılmadı. Bu iki milletvekilinin ne problemleri var bilemiyorum ama, en azından partilerini düşünerek oylamaya katılmalıydılar. DSP ve MHP iyi çalışarak seçimi kazandılar. * Kapan -Sayın Çiller''in bu konudaki çıkışı, varolan bir teşebbüsün önünü kesmek için mi, yoksa bazı endişelerden dolayı mı böyle bir şeye ihtiyaç duydu? Çünkü basında bazı isimlerden bahsedildi. Bu noktayı biraz aydınlatır mısınız? Adan -DYP ile ilgili herhangi bir endişe yok. Benim görebildiğim kadarıyla, DYP şu anda birliğe beraberliğe en fazla sahip bulunan partidir. Geçmişte aramızdan ayrılan arkadaşlarımız oldu. Ama görülüyor ki, çözülmeler hep baskı ile oluyor. Eğer 1980 müdahalesi olmasaydı bugün ANAP ve DYP olmazdı. CHP ve DSP olmazdı. 28 Şubat baskısı da bizim içimizden bir partinin çıkmasına sebebiyet verdi. Türkiye o süreci yaşamıyor şu anda. Ama bir siyasi, parti transferler diye bir siyasi gündem yapmışsa kendine, birilerini kendi partisine almak için birtakım plan ve programlar yapıyorsa, bazı milletvekillleri transfere rıza gösteriyorlarsa, bu son derece ayıptır, doğru değildir ve siyaset adına son derece üzücüdür. Sayın Çiller''in bu konuda bir ahlaki değerlendirme yaptığını görüyoruz. Bunun çok yanlış bir şey olduğunu ifade etmiştir. Doğrudur. Türkiye''de politik transferlerle bir arayış hiçbir zaman halkın yararına olmamıştır. * Kapan -Sizce bu transfer iddiaları koalisyon ortakları arasındaki güvensizlikten mi kaynaklanıyor? Adan -Türkiye''de önemli olan hadise şu; DYP''yi iyi görmek gerekiyor. DYP milliyetçi ve muhafazakar bir parti. Diğer partilerle mukayese ettiğinizde, DYP kendi içinde birliği en iyi tesis etmiş bir parti Bana göre kongre kırgını da kalmadı. Her partide zaman zaman ufak tefek kırgınlıklar olabilir. Bunlar gelip geçicidir. Bugün ortaya çıkan bir gerçek var. Türkiye''nin en dürüst lideri Tansu Çiller''dir. Çünkü biraz dikkatle baktığımız zaman, 27 Nisan 1999''da murakıplar bankalar soyuluyor diye rapor verdiği vakit, -ki, bunu ilk defa ben açıkladım- iktidardaki liderlerin kılı kıpırdamıyor. Ancak altı ay sonra işlem yapılıyor. Ama bu alta ayda sadece Egebank''tan çalınan para dörtyüz trilyon. İkincisi halen Türkbank sanıkları yargılanıyorlar. Mesut Yılmaz''ın başında olduğu hükümet Türkbank ihalesi yolsuzluğundan ötürü düşmüş bir hükümettir. Söylemek istediğim şu: 28 Şubat döneminde, DYP ile ilgili bir bunalım planı ortaya konularak yıpratılmak istenmiştir. Bunu da liderini ön plana oturtarak yapmaya çalışmışlardır. Bunun ortadan kalktığını görüyoruz. Bu önemli bir gelişmedir. Ben transferler bakımından ANAP liderini daha zafiyet içinde görüyorum. Onun daha yatkın olduğu kanaatindeyim. Cumhuriyet ve demokrasi * Kapan -Koalisyonun bugüne kadarki icraatını nasıl değerlendiriyorsunuz? Koalisyonun muhtemel ömrü veya ona herhangi bir alternatif çıkma konusunda bir tahmininiz var mı? Adan -Şimdi yakın tarihe bakacak olursak, biz imparatorluğu cumhuriyete dönüştürmüşüz. Belki de tarihimizin en önemli değişimi imparatorluktan cumhuriyete geçiştir. Fakat cumhuriyetten bugüne kadar olan tarihi tam ve doğru sorgulayamadık. Türkiye''de sadece cumhuriyetin bu ülkeyi iyi yönetmeye yetmediğini görüyoruz. Türkiye demokrat bir üllke olmalıdır. DYP, hem cumhuriyetin, hem de demokrasinin savunucusudur. Cumhuriyeti demokrasisiz tarif ettiğiniz zaman, -ki, maalesef bizim bazı aydınlarımız zaman zaman düşüncelerini bu tarzda ortaya koyuyorlar- bu son derece tehlikelidir. Türkiye, şundan kurtulmak mecburiyetindedir; herkes, her kurum her fert tam demokrasiyi savunmalıdır. Benim incelediğim, sizin de bildiğiniz durum şu: Demokrasi hep mağdurların istediği bir düşünce tarzı olarak görülüyor. * Kapan -Yani, bazı partiler için "biraz dinlensinler..." şeklindeki bir yaklaşımı demokratik olarak görmek mümkün değil mi diyorsunuz? Adan -Şunu söylemek istiyorum; Bir dönem, mesela Menderes''in asıldığı yıllarda, Demokrat Partililler demokrasiye muhtaç, CHP''liler sanki değil. Bugün Fazilet Partisi kapanma tehdidi altında. Demokrasiyi en çok o savunuyor görünüyor. Demokrasi şu dönemde mağdurların savunduğu bir düşünce olarak ortada. DYP, bunu kırmak istedi. DYP, Türk Silahlı Kuvvetleri''nin, bütün siyasi partilerin, bütün sivil kitle teşkilatlarının tam demokrasi arayışına çıktığı bir dönemi arzulayarak yola çıktı.
ÖNE ÇIKANLAR