Acaba ne yazsam?

Fenerbahçe, sadece bizim değil bütün dünyanın önemli spor malzemesi üreten firması ile sponsorluk anlaşması yaptı. Güzel. Bu firma da markasında bazı değişiklikler yapmış. Şimdi bütün bu gayret tabii ki 11 puan farkla kaybedilen şampiyonluğun üstünün kapatılması işi... Eh Mourinho da göreve devam ediyorsa önümüzdeki sezon yeni anlaşmalara soyunun derim.

 

 

Ağır final

 

 

Fenerbahçe ile Beşiktaş, Türkiye Basketbol Ligi Finali için birbirlerine rakip oldular. Ben bu satırları yazdırdığımda, Fenerbahçe 3-1 önde idi. İki takım arasında çok büyük Fenerbahçe lehine bir fark var. Top kullanma, verilen taktiği uygulama, tabii ki bilek mahareti de hep Fenerbahçe lehinde. Bu işin sonu büyük ihtimalle Fenerbahçe’nin şampiyonluğu ile biter derim ama Beşiktaş’ı da o tek galibiyetle kalsa bile yine de kutlamak isterim.

 

 

Mahmut Uslu ne demişti?

 

 

Fenerbahçe’nin eski yöneticisi, benim de Gaziantep’ten Anadolu Efes’e gelmesinde hoca olarak tabii payım baya vardı diyebilirim. Aynı Mahmut Uslu, çok güzel bir çıkış yaptı geçenlerde, “Kimin ciğeri beş para etmez, bunu açıkla Sayın Ali Koç” dedi. Ben bu satırları yazdığım dakikalara kadar tek kelime bile gelmedi. İşte kimin ne olduğu açıkça belli değil mi?

 

 

Tarihçiler ne anlatıyor?

 

 

Fenerbahçe TV’de bir program var. Kanalları gezerken bazen rastlıyor ve izliyorum. Bu izlediğim programda biri profesör olmak üzere, Fenerbahçe’deki tarihçiler konuşup duruyorlar. İşin aslı başka. İşin aslı, şu formaya beşinci yıldızı da koydurtabilir miyiz çalışması. O formaya yıldız meselesi, naçizane bendeniz tarafından Şenes Erzik’le ucundan tutup, Haluk Ulusoy’la uygulamaya sokturduğum bir fantezidir. Bizde 1959-1960 sezonunda Türkiye Deplasmanlı Ligi başlamasıyla birlikte gündeme girmiştir. Tekrar ediyorum, formaya yıldız bir kural değil bir fantezidir. Benden bir kere daha söylemesi.

 

 

TRT Müzik’te çene!

 

 

Geçtiğimiz perşembe şöyle kanalları gezerken TRT Müzik’e tosladım. Saat 13.00’te sözüm ona müzik dinleyeceğiz ya, onun yerine gevezelik, çene yarışı sunuldu. Lütfen artık müdahale ediniz yahu! Bendeniz Neveser Kökdeş’in yanında büyüdüm be...

 

 

Çalhanoğlu gelecek mi?

 

 

 

 

 

Ben bu satırları yazarken gazetelerde ve ekranlarda Hakan Çalhanoğlu’nun Galatasaray’a transfer olma ihtimali çok yüksek gösteriliyordu. Tabii daha transferin bitmesine çok var. Ama İtalya liginde çok iyi işlere imza atan bir Çalhanoğlu’nun sarı kırmızılı forma içine girmesi önemli bir transfer başarısı olur.

 

 

Osimhen can sıkıyor

 

 

Galatasaray’ın bomba gibi patlayan klasik adıyla santrforu Osimhen, hâlâ temelli Cimbomlu olma imzasını atmadı. Özellikle Arabistan’dan ciddi rakamlar çıkıyor. Ama benim merakım nedir biliyor musunuz? Bu kadar önemli bir oyuncu nasıl oluyor da, Avrupa haritası üzerindeki büyük firmalardan birine şıp diye imza atmıyor. Bence medyamın araştırmacı yazarları bu işi kovalayıp bize dört dörtlük bir Osimhen fotoğrafı sunmalı.

 

 

PFDK’nın sonu ve başı

 

 

Bizim Tahir Kum’un patlattığı haberden sonra PFDK istifa etmek zorunda kaldı. Yeni başkanı Başbuğ Pınarbaşı olmuş. Abdullah Adır ve Yusuf Ziya Taşkın da kurulun yeni üyeleri. Bakalım şimdi bu yeni kurul ne kadar adil olacak ne kadar dik duracak? Arkadaşlar Türkiye Futbol Federasyonu 1993’te çıkan yeni uygulamayla özerk konuma girmiştir. Yeni kuruldan da bunu bekliyorum.

 

 

Trabzon  ne peşinde?

 

 

Trabzonspor, 70’li yılların içindeki patlamayı yeniden gerçekleştirebilmek için transferde kolları sıvadı. Şimdi ben de doğrusu yeni Trabzonspor takımını çok merak ediyorum. Tabii ki o eski yıllardaki halis Trabzon ruhu pek olmayacak ama yeni gelene ve eskiden kalana, hiç olmazsa o ruhun yüzde 50’si aşılanmalıdır. Uğurcan meselesi mi? Eh, Şenol Güneş kardeşim tarihte kazılı kaldıysa, bence o da kalmalıdır.

 

 

 

 

 

Kemal Belgin'in önceki yazıları...