Fenerbahçe ağır bastı

Önce Kasımpaşa’nın teknik direktörü pozisyonundaki Selçuk kardeşime iki satır yazayım.

 

Geçtiğimiz hafta perşembe günkü köşemde Selçuk kardeşimin bu teknik adam sevdasından vazgeçip, kulübün başka bir futbol işine girmesini önermiştim. Üzülerek yazmıştım ama dün akşam beni mahcup etmedi!

 

Gelelim Valencia’ya…

 

Kasımpaşa’ya biri penaltıdan olmak üzere dört gol attı. Tabii bir maçta öyle veya böyle dört gol atmak bir başarıdır. Ama karşı takımın oyuncu yapısı ve kalitesine baktığınızda çok da kolay görünür.

 

Rahat galibiyet

 

F.Bahçe kendi sahasındaki bu oyunda 24’üncü dakikada yenik duruma düşecekti. Bu korku ve endişe verici bir durumdu. Ama o süreçte bana gelen ‘Ne olacak hâlimiz’ telefonlarına ben hep şu cevabı verdim “Bu maç 5-1 biter.” Çünkü karşıda, takımdan başka her şeye benzeyen, bir de üstelik orta alanında maçın kopmasına çanak tutan Hajradinovic vardı.

 

Jesus, enteresan bir tertip sahaya sürmüştü. Orta saha Arao ile Zajc’ın sırtına yüklenmiş gibi görünüyorsa da Arda ve İrfan Can’la asıl görev olarak bu bölgedeki faaliyete dâhil edileceklerdi.  Önden kenarlardaki işler de hâliyle Ferdi ile Lincoln’e kalıyordu. Savunmanın göbeğindeki Samet ile Szalai kendi idmanlarında çift kale oynasalar bu kadar sıkıntılı dakikalar yaşamazlardı. Tabii şunun altını da çizelim sizce Batshuayi bu maçta oynadı mı? Oynayamazdı zaten. Çünkü bu futbolcu önde tek oynamaya alışmış bir yapıdaki oyuncuydu. Nitekim Valencia çıktıktan sonra ‘Bu da benden olsun’ golünü atıverdi. Hem de benim ‘5-1’lik tahminimi tutturmuş oldu.

 

Tekrar kararı doğru

 

Sonuçta F.Bahçe hele hele 1-0’la geriye düştükten sonra zor gözüken oyunu çok rahat kazandı.

 

Bir penaltı olayı da yaşadık bu maçta. Kasımpaşa’nın tecrübesiz kalecisi o köşeye bu köşeye kendini atarak ve de direğe nişanlanıp aynı oyuncu tarafından ağlara gönderilen topta ihlal yaparak penaltının tekrarlanmasını sağladı. Hakemin tekrar kararı doğruydu. 

 

Maçın adamı: Valencia